Kürtler dış dünya ile diplomasi geliştirerek karşılıklı çıkarlar temelinde ilişkilenmeli. İlişkide Milli çıkarlarını esas almanın dışında hiçbir şart ve koşul illeri sürmemeliler. Bugün Amerika ve Avrupa çıkarları gereği Kürtlerin dostudur. Dünya zaten çıkar ve menfaat dünyasıdır. Çıkarlar çoğu zaman karşılıklı temelde kesişmiş ve iç içe geçmiş durumdadır. Dört tarafı düşmanlarla çevirili joe-stratejik ve jeo-politik bir konumda bulunan Kürdistan da ABD’yi dost edinmeden yaşamak günümüz hegemonya dünyası için mümkün değildir. Kürt parti, lider ve siyasetçileri artık her defasında iyi niyetlerle siyaset yapmayı, gerçeklere karşı başlarını deve kuşu misali kuma gömme ve halkın kazanımlarını yeni saldırılarla karşı karşıya bırakma tarzını terk etmeli. Gerçekler dünyasına adım atmalı ve kendilerine bu reel dünyadan karşılıklı çıkarlara dayalı dostlar ve müttefikler edinmelidirler.
Bugün Ortadoğu’da Arap, Fars, Türk egemenlerinin Kürtlere kölelikten başka verebilecekleri hiçbir şey yok. Ama Kürtlerin doğru siyaset, diplomasi ve talep karlıkla alabilecekleri çok şey var. Irak ve Suriye devletleri artık eski gücünde değil. Kürtlerde buralarda eski köle Kürt değiller. Çok yakında İran idam rejimi, Trump ve kankası Netenyahu tarafından çok sert bir şekilde vurularak yıkılacak. Rojhilat halkı bu fırsatta kölelik zincirlerini ilk kıran halk olacak. Bugün Türk devleti ve Suriye Araplarının Rojava’da Kürtlere dayattığı “varlığını inkâr et ve HTŞ-İŞİD’e biat et” şeklinde kısaca özetleyebileceğimiz Kürdü imha ve yok etme politikasıdır. Bunun olması için Suriye ve Rojava’da Türkiye ve Araplar kırk ayrı senaryo yazıp uyguluyorlar. Bu senaryoların kırkıda Tilkinin kırk hikayesi varmış kırkıda tavuğu yemek üzerineymiş misali Kürtleri yemek ve yok etmek üzerine.
Kürtler Suriye’yi ele geçiren bu canavar ruhlu Colani’lere Suriye’de biat edecekler mi? Bu zihniyete Kürtler asla gidip biat etmez. O zaman Kürtler, Rojava ve Suriye’de nasıl ayakta kalacak ve yaşayacaklar. Türkiye Arapları yanına almış ve hiç dur durak bilmeden saldırıyor. En son Halep’te Şex Maxsut ve Eşrefiye’deki Kürt mahallelerini önce kuşattı sonra en ağır ağır silahlarla bu mahalelere saldırdı. Saldırı direniş karşısında geri tepti. Türkiye Rojava’da Kürtleri ne pahasına olursa olsun ele geçirmeye ve Colani’ler ve çeteleri eliyle katetmeye kilitlenmiş durumda.
Bahçeli bunun için Öcalan’a “Umut Hakkı” vadetti. İki gün öncede “PKK’nin Kurucu Önderliği elini taşın altına koydu. Öcalan çıkıp SDG’ye de bir çağrı yapsın” dedi. Bahçeli Öcalan’dan SDG’yi teslim olmaya çağırmasını istiyor. Ki, bu istek sadece SDG’yi değil aynı zamanda Öcalan’ı da bitirme isteğidir. Bahçeli bu açıklamasıyla çözüm sürecinden beklenti ve amacını da açıklamış oldu. Bir gün sonra Adalet Bakanlığı AİHM’ın Demirtaş’ın serbest bırakılması temyiz kararına daha önce kamuoyunda itiraz yapılmayacak ve Demirtaş serbest bırakılacak beklentisi yaratılmasına karşın son günde itiraz etti ve Demirtaş kamuoyu ve Türkiye halklarının ezici çoğunluğunun beklediği gibi tahliye edilmedi. Bunun nedeni Şex Maxsut ve Eşrefiye’de katliamın direniş engeline takılmasıydı.
Rojava bu şart ve koşullarda; görüldüğü kadarıyla artık bölgede komşu ülkeler ve dünyada dostlar edinerek ayakta kalacak ve güçlenerek yaşayacak. Kuzey Kürt Hareketi de Türkiye’ye karşı silahları bırakıp siyasi, diplomatik mücadele yürütecek. Türkiye’nin kendilerine dayattığı Türkiye’ye gelip İmralı da ya da Türkiye cezaevlerinin herhangi birinde yaşamak ile Avrupa’da bulundukları ülkeler, Güney ve Rojava’da yaşayıp Rojhilat’ın özgürleşmesine katkıda bulunma arasında bir karar verecekler.
Artık, ABD-Fransa Koalisyon Gücü başta olmak üzere Batı İttifakı, Rojava’nın temel yani birincil İttifaklarıdır. Bölgesel güçler ikincil İttifaklar olarak ilişki geliştirilmesi gereken güçler konumuna gerilemiş. Türkiye burada henüz karşıt güç olmaktan çıkıp Kürtlerle İttifak kurmaya hazır bölgesel büyük bir güç haline gelmiş değildir. İsrail, çılgın Başbakan Netenyahu yönetiminde Kürtlerle İttifak kurma ve bölgesel büyük bir güç olmanın peşindedir. Rojava yönetimi İsrail’le açık bir ittifak geliştirmiyor. Bu doğru bir tutumdur.
Kürt Diplomasisi yenilenmeli ve kendini aşmalıdır.
Mazeret kalelerine sığınan, talebini direk tüm muhataplarına ve dünyaya söylemek ve açıkça ilan etmek yerine, bugüne kadar hep söylenen, aracı kullanan, şikâyet eden, âtıl kalan, yaratıcı ve sonuç alıcı olmayan, diplomasi diye mağduriyet edebiyatı yapan, ikircikli, kararsız bir siyaset, yönetim gücü ve iradesi ile ciddi bir diplomatik atak yapılamaz. Şeytanın çizdiği sınırlara hapsedilen bir diplomasi asla sonuç alamaz. Diplomasi çıkara dayalı bir alışveriştir. Hiçbir şey vermeden hiçbir şey alamazsın.
Bir yeşim taşı elde etmek için bir tuğla fırlatmalısın.
Diplomaside ver al stratejimi geçerlidir. Diplomasi, ince düşüncesi, diplomatik zekâsı olanların çalışma alanıdır. Diplomasiyi bilenler somut bir kazanım elde etmek için, karşılığında somut bir şeyler vermek gerektiğini de bilirler. Diplomaside ver-al stratejisi geçerlidir. Bir yeşim taşı elde etmek için bir tuğla fırlatmalısın. Birde yem balık stratejimi vardır ki ona düşülmemelidir.
Rojava siyasi, stratejik, jeo-politik, ekonomik kısaca her açıdan tek başına diplomasi yapmak için devasa büyüklükte muazzam bir rezerv kaynağına sahiptir. Ama dünya ile doğru temelde ilişkilenmeyi ve bu potansiyeli kullanmayı bilmezse, başkası gelip Rojava adına bu görevi yapmaz. Hatta ve hatta Türkiye’nin dış dünyayı engellemeleri, Kürtleri manipüle etme, yanlış yönlendirme çabaları sonuç verir. O nedenle gerçek anlamda bir diplomasi yürütmek gerekir ve uzman düzeyde diplomatlarla çalışarak alana hâkim olmak, sonuç almayı çok ama çok iyi bilmek gerekiyor.
Kürtler hem maddi hem manevi olarak güç durumundadır.
Dünya Kürtlere duyarsız, kulağını tıkamış, gözünü kapatmış değil. Kürtler kendini biraz dünyaya açık, dünyayı duyabilir, dünyayı görebilir ve kendilerini dünyaya görünür ve duyarlı kılmalı. Ondan sonra dönüp dünyaya bakmalı. Eğer dünyada Kürde yapılan bir haksızlık olursa kıyametleri koparmalı. Dünya, Kürtlere sevgi ve sempati ile bakıyor. Unutmayalım ki dünya maddi ve yorumlanabilir ve değiştirilebilir bir dünyadır. Dünya maddi güç ve çıkar ilişkisi dünyasıdır. Rojava’da yaklaşık on dört yıldır Kürtlerde hem maddi hem manevi olarak güç durumundadır. Para, çıkar söz konusu oldu mu dünyayla ilişkilenmene hiçbir güç engel olamaz. Yeter ki paranı ve çıkar ilişkilerini doğru kullanmayı bil.
Kürt Siyasetçileri diplomaside atıldır ve gevşektir.
Kürt siyaseti ve diplomasisinde hatalar var. Colani, ABD’de BM Toplantısına katılıp ABD başta olmak üzere dünya liderleriyle en üst düzeyde ilişki geliştiriyor. Ama daha Trump’ın birinci döneminde “General Mazlum ile bir an önce görüşmek istiyorum” demesine rağmen hala Trump General Mazlum görüşmesi yapılmamışsa bu Kürt siyasetçilerinin atıllığından ve gevşekliğindendir. Şimdi artık biraz iç bünyedeki yanlışlıklara yoğunlaşıp bunları hızla aşma zamanı. Rojava’da doğan Kürt güneşine karşın, mazeret kalesine sığınan yetmez, gevşek ve yetersiz siyaseti, diplomasiyi, yönetim gücünü ve parçalı Kürtlüğü aşıp doğru temelde örgütlü, seri, net, kararlı bir duruş ve tutum sahibi olarak Kürtler dışa açılmayı başarmalı. Kürtler artık başka merkezlerin parlayan yıldızı olmaktan çıkıp kendi merkezlerini yaratıp kendi merkezlerinin etrafında dönen yıldız olabilmelidirler.
Siyaset boşluğu affetmez boşluğu sen doldurmazsan karşıtın doldurur
Rojava’da Kürt halkının özgürlüğünün gerçek sahipleri bu atıllık, kafası karışık halleriyle halkının özgürlük ve bağımsızlığına diplomaside sahip çıkma gücünü gösteremediği müddetçe bu durumdan vazife çıkaran o kurnaz konjonktür fırsatçıları, arkalarında hırslarıyla oynayan komşu Türk-Arap devlet aklı ve zekâsı ile Suriye’de murat ettikleri gibi bakanda oluyor, başbakanda, Cumhurbaşkanı da ve yeni bir Kürt inkarına dayalı uzun yıllar sürecek bir dikta rejimi kurmaya kalkıyorlar.
Yanlış, eksik diplomasi o yanlış ve eksik diplomasinin yürütücülerinin hatası ve sorumluluğu olmaktan öte Kürt halkına büyük zararlar veriyor. Bu ateşten günler de içerde halka gerçek bir Federal özgürlük vaat ederek, dışarda da bu hatalı siyaset ve diplomasiyi terk etmek gerekiyor. Dünyada âtıl kalan, ön alamayan, ABD’de hala Başkan ve Hükümetiyle bir lobi faaliyeti yürütme sonucu görüşemeyen, halkla, basınla, Pentagon, Kongre ve Temsilciler Meclisi ile ilişkileri bulunmayan Rojava Diplomasisi kendini Şeytanın çizdiği sınırlara hapsetmekten kurtarmalı. Federasyon talebini yükselterek tüm dünyaya en az Özerkliği kabul ettirmelidir. Kurnaz tilki pratikliği ve atikliği ile kendilerinden büyük rol çalanlara sessiz kalarak izin vermemelidir. Yoksa Rojavaya çok yazık olacaktır. Rojava sonsuza kadar ABD ile İŞİD karşıtlığı üzerinden müttefiklik yürütemez. O zaman Rojava, derhal dünya merkezi olan ABD’de lobi çalışması, diplomasi faaliyetleri yürütmelidir. Temsilcilik açılması gerekiyorsa temsilciliğini açmalı. AB’de Fransa, Almanya, Belçika, İsveç, Norveç, Hollanda başta olmak üzere tüm AB ülkelerinde Rusya ve İngiltere de diplomasi faaliyetleri yürütecek misyonlar oluşturmalı var olanları aktif çalıştırmalıdır.
Suriye’de yıllardır yıldızı parlayan General Mazlum Abdi iken Rojava yönetimi kendilerini merkez yapma ince siyaseti ve stratejisini geliştiremediler. Bugüne kadar bağımsızlık ya da Federal Suriye çıkışı yapmayarak yarattıkları derin siyasal boşluğu Colani, Türkiye-Irak gördü. Hemen merkezi, tek devlet, tek bayrak, tek, tek, tek diyerek devreye girdiler. Rojava’yı bu zemin üzeri müzakere masasına çektiler. Bu gücü Rojava yönetim ve siyasetinin yetersiz kalmasından aldılar. İşte siyasi zekâ, işte pratik politik pragmatizm. İşte Türk, Arap lobi çalışması diplomasisi. Siyaset boşluk kaldırmaz sen çalışmazsan düşmanların boş durmaz gece ve gündüz çalışır. Ellerine geçecek ilk fırsatta seni yerle yeksan ederler.
Siyaset boşluk kabul etmez. Siyaset boşluğu affetmez. Çıkıp somut sorunlara somut çözümler üretmek yerine. Colani’lerin Suriye’sinde demokratik entegrasyon gibi Ortadoğu cehenneminde kurda kuzuyu teslim etme masalı anlatma naifliğini sergilemeye kalkar. Özgürlük, Federasyon ve Bağımsızlık için defalarca doğan boşluğu anında görüp doldurmazsan, karşıtların senin bıraktığın boşluğu anında görür ve hemen doldurur. Yalancı çobanlara kaval verip çaldırır. Sürüyü senden de koparıp sendende yüz adım öne geçmenin hesabını yapar. Sana da ardından nal toplamak ve boş boş bakmak kalır.