Her politik parti gibi DEM Parti de, Yerel Seçimlere ilişkin çok yönlü bir hazırlık yapmaktadır. Öncelikli hedef Kürt illerinde kazanılan belediye sayısında ciddi bir artış sağlamak ama aynı zamanda Batı’da da belediye yönetmeye talip olmaktır. Batıda güçlü olduğu yerlerden aday çıkartmak için ön çalışma yaptıklarını ve aynı zamanda il ve ilçeler düzeyinde iş birliğine hazır olduklarını da açıkladı. Bu nedenle Adana, Antalya, Mersin, İstanbul, Aydın, Konya, Kocaeli, İzmir, Manisa, Çanakkale ve Tekirdağ’daki 27 ilçe için belediye başkan adayı çıkaracaklarını açıkladılar. DEM Parti’nin yaptığı bu açıklama kamuoyunda yankı buldu ve oldukça farklı yorumlar yapıldı. Peki, bu açıklamaların nasıl okumak ve analiz etmek gerekiyor.
Dem Parti’nin 7 ilde aday çıkartabileceği 27 ilçe
- Adana’nın Ceyhan, Seyhan ve Yüreğir ilçeleri,
- Antalya’nın Kepez ilçesi
- Mersin’in Akdeniz, Toroslar ve Tarsus ilçeleri,
- İstanbul’da Esenyurt, Sancaktepe, Adalar ve Sultanbeyli,
- Aydın’da Didim, Efeler, Germencik ve Söke,
- Konya’da Cihanbeyli ve Kulu,
- Kocaeli’de Dilovası,
- İzmir’de Torbalı, Bayraklı ve Menemen,
- Manisa’da Gölmarmara, Turgutlu ve Yunusemre,
- Çanakkale Gökçeada,
- Tekirdağ Çorlu ve Çerkezköy.
DEM partin açıkladığı 27 ilçede %10 ile 20 arasında oy potansiyelinin olduğu bölgelerdir. Bu ilçelerde aday çıkartma potansiyelleri olduğuna dair bir mesaj veriyor: Eğer bir işbirliği olacak ise bu iş birliğini çerçevesinde adı geçen 27 ilçenin bazılarında DEM Parti’nin adayı ile seçime girilmesi gerekir. Ayrıca DEM Parti’nin aşamalı olarak başka ilçeleri de açıklayacağı biliniyor.
DEM Parti’nin Mesajı Nasıl Yorumlanmalı
DEM Parti, 7 farklı ilde belirtilen ilçelerde işbirliği çerçevesinde kazanabilecekleri yerleri ortaya koymaktadır. Bu açıklamanın şöyle yorumlanması gerekir: Eğer CHP, DEM Parti ile bir ittifak yapmak istiyor ise öncelikli olarak belirtilen illerin en azından bir ilçe adayının DEM Parti’den olması gerekiyor. Aksi takdirde ‘İşbirliği’nin DEM Parti bakımından bir politik anlamı olmayacaktır. Çünkü DEM Parti, Mart 2019 ve Mayıs 2023’te izlediği koşulsuz destekleme politikasını açıktan terk ettiğini ifade etti gibi ‘Kimsenin ‘koltuk koltuk değneği olmayacağız birilerinin kazanması için özel bir fedakârlık yapmayacağız’ açıklamasını birçok kez dile getirildi. Ayrıca ‘AK Parti ve CHP ile görüşürüz. Kim belirlediğimiz politikalar çerçevesinde bizimle işbirliği yapmak isterse, onlarla görüşmeye açığız’ yaklaşımı Eş Başkanlar tarafından kamuoyuna açıklandı.
DEM Parti çok açık bir şekilde ‘Toplumsal Belediyecilik’ anlayışını batıda görünür kılmak istiyor. Bunun için oy oranlarının yüksek olduğu yerde işbirliği kurarak hem kendisi kazanmak istiyor hem de işbirliği yaptığı partiye kazandırmak istiyor. Yani bunun anlamı ‘Kazan-Kazan’ politikasıdır.
DEM Parti’nin 27 ilçede aday gösterme hazırlıkları yapması: bu ilçelerin olası bir ‘işbirliğinin’ dışında tutup mutlak bir şekilde aday çıkartacağız’ biçiminde yorumlanmamalıdır. Daha çok işbirliği yapacak Parti ile buralar üzerinde bir politik pazarlık yapacaktır. Örneğin İstanbul’da 4 ilçede aday çıkartabileceği belirtilmiş. CHP ile yapılan görüşmelerde bu 4 ilçenin bir tanesinde DEM Parti adayı gösterilmesi üzerinden anlaşma olursa diğer 3 ilçede aday göstermeyebilir. Dikkat edilirse Küçükçekmece, Bahçelievler, Fatih Zeytinburnu gibi kritik ilçelerde adayı göstereceğini henüz açıklamadı. Eğer İşbirliği olmazsa diğer partiler gibi kendi adaylarıyla bütün ilçelerde seçime girebilir.
DEM Parti demek istiyor ki: Seçimler için işbirliğine varız ancak işbirliği gerçekleşmezse doğal olarak her parti gibi kendi adaylarımızla her ilde ve ilçede seçime girmek için gerekli hazırlıkları yapıyoruz.
DEM Parti, Aday belirleme stratejilerini ve politikalarını çok net bir şekilde ortaya koydu. Kent uzlaşısına dayanan bir yaklaşımla aday belirleyeceklerini ifade ediyor. Bir partinin adayını desteklemek söz konusu olduğunda o adayın kent uzlaşısının belirlediği politik kriterlere ve kişiliğe uygun olması gerekir. Yani gözü kapalı, koşulsuz hiçbir adayı desteklemeyeceklerdir.
İşbirliği; Koşulsuz olarak bir partiyi desteklemek değil, karşılıklı politik çıkarlar üzerinde ortak bir uzlaşmaya varmaktır. Eğer ortak bir uzlaşma sağlanırsa Büyükşehirlerin Belediyelerin birçoğunda muhalefetini yeniden ve daha güçlü bir şekilde kazanma olasılığı ortaya çıkmaktadır.
AK Parti’nin bugünkü politik dengeler içerisinde ve özellikle 12 askerin yaşamını yitirmesinden sonra DEM Partisi ile ittifak kurması giderek zorlaştı. Ancak önümüzdeki 1 aylık süre içerisinde bu koşulların değişmesi pek ala mümkündür. Karar verecek olan AK Parti’nin kendisidir.
CHP için durum farklıdır. Eğer CHP, Adana, Antalya, Mersin, Hatay, Ankara, İstanbul illerini yeniden kazanmak ve Kocaeli, Manisa, Bursa, Balıkesir gibi belediyeleri de almak istiyorsa DEM Partisi ile işbirliğine açık olmanın ötesinde somut adımlar atmalıdır. Örneğin Karşılıklı işbirliği çerçevesinde DEM Parti tarafından Kars, Iğdır gibi iller masaya gelebilir.
İktidar, başarı öyküsünü güçlendirmek için İstanbul’u mutlak bir şekilde kazanmak istiyor. CHP ve özellikle İmamoğlu politik iddiasını sürdürmek ve geleceğin politik denklemini şekillendirmek istiyorsa, İstanbul’u her koşulda yeniden kazanmak zorundadır.
Bu politik dengeyi de DEM Parti belirleyecektir. DEM Parti’nin İstanbul’un birçok ilçesinde dengeyi değiştirecek oy potansiyeli var. Aynı şekilde İstanbul Büyükşehir Belediye başkanının kim olabileceğine karar verebilecek önemli bir oy potansiyeli bulunduğu biliniyor. Bu bakımdan İmamoğlu, ‘İstanbul İttifakı’ bağlamından DEM Parti ile görüşmeleri somutlaştırıp, taleplerini dinleyip ortak adım atmayı zaman geçirmeden sağlamalıdır. DEM Parti’nin bugün İstanbul’da açıkladığı 4 ilçe ve genel talepleri üzerinden görüşmeler yapılarak işbirliğinin somutlaştırılması önem arz etmektedir.
DEM Parti’nin adayının CHP listesinde seçimlere girmesi de değerlendirilmelidir. DEM Parti’nin kazanabilmesi için bu konuda esnek olması gerekiyor. Bir gerçeği ifade etmek gerekir ki DEM Parti’nin İstanbul’da en güçlü olduğu ilçede dahi aday çıkartıp CHP’nin dışarıdan desteğini almak, kazandırmaz tersine kaybetme olasılığı çok yüksektir. Ancak DEM Parti’nin adayı CHP’de gösterilip kazanmasını sağladıktan sonra ayrılıp DEM Parti Belediye Başkan olarak yoluna devam etmesi daha mantıklıdır ve gerçekçidir.
Bütün bu olasılıklar için görüşülebilinir, ortak bir uzlaşı ve işbirliği sağlanabilir. Her ilde ayrı bir uzlaşı sağlanarak ortak bir çözüm üretilebilir. Bu nedenle CHP, DEM Parti’nin 27 ilçede aday göstereceğine dair açıklaması nedeniyle telaşa kapılmamalı sakin olmalı, işbirliği ve ortak uzlaşı için somut adım atmalıdır.
İşbirliğinin anahtarı CHP ve İmamoğlu’nun elindedir. Özellikle İstanbul için tarafların sorumluluk bilinciyle gerekli fedakârlık karşılıklı yapılmalıdır.
“DR.MUSTAFA PEKÖZ: DEM PARTİ’NİN BATI’DA 27 İLÇE’DE ADAY GÖSTERME KARARI ÜZERİNE” üzerine bir yorum
Teşekkürler. Değerlendirme cok iyi olmuş bence. Nihayet aynı hatalar tekrarlanmıyor. Biraz da hem kazanıp hem de Kürt işçileri ve khklilari işten atan İmamoglu ve Ankara Belediyesini ülkücülerle dolduran M. Yavaş düşünsün artık. Edi bese budur zaten! Hiç bir oy boşa gitmrmeli bence ve mutlaka somut bir karşılığı olmalı. Keşke benzer bir karsrlasmayi Alevi Örgütleri de yapsa! İyi akşamlar.