HAZİRAN 2022’DE HDP KONGRESİ VE GELECEĞİN YOL HARİTASI
Haziran 2022’de HDP Genel Kongresi yapılacak. Bu kongrede HDP’nin alacağı karar aynı zamanda Türkiye’nin politik geleceğini de etkileyecektir. Anayasa Mahkemesinin HDP’yi Kapatma Davasının görüldüğü bu dönemde HDP geleneğinin temsil ettiği politik güçlerin belirleyeceği politik rota ne olacak? Çünkü alınacak karar sadece AYM’nin görüştüğü davayı değil esasen Türkiye’nin politik geleceğine müdahalede nasıl bir yol izleneceğini de belirleyecek. Bu nedenle HDP Kongresi son derece önem arz ediyor. Kongrede çıkacak kararlar belki de HDP seçmen kitlesinden daha çok iktidar ve muhalefet merak ediyor.
Türkiye’nin politik geleceğinin belirlenmesinde HDP’nin önemli bir rol oynayacağına dair algı artık kabul gören bir temel yaklaşım haline geldi. Sistemi temsil eden hem Cumhur İttifakı hem de Millet İttifakı bu geçeğin farkına vardılar. Yapılan bütün anketlerde hem parlamento aritmetiğini hem de cumhurbaşkanının kim olacağını Kürt merkezli HDP’nin kararı ya da seçmeni belirleyecek.
Merkezinde CHP ile İYİ PARTİ’nin yer aldığı ve fiilen 6 partinin oluşturduğu ittifak, HDP ile aralarına mesafe koyduğuna dair mesajları sık sık veriyor. HDP’nin PKK ile ilişkili olduğu ve bu ilişkiyi kesmesi gerektiğine dair somut bir veriye veya delile dayanmayan açıklamalarla dolaylı olarak HDP’yi hedef haline getiriyor. Aynı zamanda Kürt seçmen kitlesini etkilemek için CHP veya DEVA Partisi üzerinde HDP’nin kapatılmasına karşı olduklarını açıklıyorlar. Böylelikle HDP ile doğrudan bir iletişim kurmadan Kürt seçmenini etkileme taktiğini yaşama geçiriyorlar.
AKP-MHP iktidarının merkezinde HDP bulunuyor. HDP’nin kapatılması için ne kadar hukuk dışı uygulama varsa devreye sokuluyor. İktidarın politikalarını belirleyen ve uygulatan MHP/Bahçeli, HDP’nin kapatılması için hem Yargıtay hem de Anayasa Mahkemesi üzerinden açıkça baskı uygulamaya devam ediyor. Öyle ki Anayasa Mahkemesinin kapatılması gerektiğini ve ‘ihanet’ içinde olduğunu açıklayarak açıktan tehdit ediyor. Anayasa Mahkemesinde görülen kapatma davasına rağmen cumhurbaşkanı, kapatılması için açık mesajlar veriyor. Yani mahkemeye üyeleri üzerinden psikolojik bir baskı kuruluyor. Anayasa Mahkemesinin elinin güçlendirilmesi için Demirtaş’ın da yargılandığı ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan ‘Kobani Davası’ süreci başlatıldı. Davanın hukuki olarak çökmesi nedeniyle bu kez HDP de hakkında yeni bir dava açabilmek için Kobaniye Mali yardım gerekçesiyle yani bir operasyon yapıldı. Gözaltına alınanların ezici bir çoğunluğunun HDP yöneticisi olması bir tesadüf olmadığını herkesin gördüğü bir durum.
Irak Kürdistan Bölge Yönetiminin bağlı bölgelerde ordu birlikleri tarafından PKK’ye yönelik başlatılan askeri operasyon üzerinden yine HDP’nin hedefe alınması esasen HDP’nin politik olarak tasfiyesi amacına dayanıyor. HDP’ye yönelik politik ve fiziki saldırıların çok yönlü artacağına dair çok sayıda veriden bahsedebiliriz. Cumhur İttifakını destekleyen güçlerin kendi aralarında yüzde yüz anlaştığı belki de tek nokta ‘HDP’nin kapatılarak politik denklemin dışına çıkartılmasıdır.’
HDP’nin Kapatılması planı 2023 sonrası politik denklemle ilgilidir
Devletin iktidar gücü olan kanadı en azından oluşan bugünkü dengeler içerisinde HDP’nin politik sürecin dışında tutulmasının politik arka planı; sadece Cumhur İttifakının birkaç milletvekili fazla çıkartarak parlamentoda çoğunluğu sağlamak değil, 2023 yılından itibaren devletin yeniden dizayn edilmesi sürecinde Kürtlerin politik bir güç olarak hiçbir yerde bulunmamasıyla ilişkilidir. Bugünkü durum dikkate alındığında Kürt seçmenin merkezinde olduğu bugün HDP veya yarın aynı geleneğe sahip bir partinin dengeleri belirleyeceği dikkate alındığında, 2023 sonrasında küresel ve bölgesel gelişmelere paralel olarak Kürtler sürecin içinde yer alacak ve kararları etkileyebileceklerdir. Devletin bugünkü iktidar gücü, elindeki bütün olanakları kullanarak Kürt politik güçlerini sürecin dışında tutma çabası anlık bir mesele olmayıp stratejiktir.
Kürt seçmen kitlesi muhalefet partilerine de oy verebilirler hatta Cumhur İttifakı olmadığı taktirde Millet İttifakı iktidar gücü olabilir. Devlet için bunların hepsi kabul ama Kürtler politik aktör olarak bu sürecin dışında olmalıdırlar ve temsiliyetleri olmamalıdır. Devlet, Ortadoğu’da güç dengelerinin değiştiğini ve yeni stratejilerin uygulanmaya konulmaya başladığını görüyor. Bunun öncelikli meselelerinden birinin de Kürtleri bölgesel pozisyonu olacağının da farkındadır. Ankara bu sürecin doğrudan politik muhataplarından biri olacaktır. Yani 2023 yılı sonrasında Türkiye’nin önüne Kürt sorunu konulacaktır ve çözüm üzerine bir kısım ‘projeler’ konuşulacaktır. Devlet, bütün bu süreçlerde Kürtlerin politik temsilcilerinin olmadan konuşulması Lozan’da olduğu gibi Kürtlerin adına o dönemin iktidar kim olacaksa onun karar vermesini istiyor. Kürtlerin politik temsiliyetinin olmadığı ama Kürtlerin geleceği hakkında karar verildiği bir ortamın oluşmasını tercih ediyor. Cumhur İttifakının doğrudan Millet ittifakının dolaylı olarak istediği budur,
Devletin bu planını yine HDP merkezli politik güçler bozar
Kürtlerin politik geleceğinin daha açık ve aleni tartışılacağı 2023 sonrası süreçte HDP veya bu geleneği temsil eden politik güçlerin masada bulunması ve politik olarak temsil edilmeleri son derece önemlidir. Bunun yolu da en genç Haziran 2023’te planlanan seçimlerde hem parlamento seçimlerinde önemli bir başarı elde etmelidirler hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucunu belirleyecek bir konumda olmalıdırlar. Bu nedenle parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem kilit hem de anahtar olmalıdırlar. Yani stratejik bir konumda politik denklemi değiştirme ve şekillendirme pozisyonunda olmaları gerekir.
Bunun başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için duygusallığa kapılmadan hamlelerin objektif ve ileriyi görecek şekilde yapılması gerekir. Politik ilişkiler reel durum üzerinde yürütülür, duygusal ve reaksiyoner politikaların kaybettireceği gerçeği unutmadan hareket edilmesi son derece önemlidir.
HDP’nin devletin özellikle Kürtleri politik olarak sürecin dışında tutma planını boşa çıkartması için süreci doğru okumalıdır. Örneğin, biraz geçmişe gidersek HDP’deki genel eğilim Yargıtay Başsavcılığının ‘Kapatma Davasını’ açmayı uzun bir süreye yayacağıydı. Bu olmadı ve dava Bahçeli’nin talimatıyla hemen açıldı. Sonra Anayasa Mahkemesinin ‘iddianameyi’ eksik bularak iadesi etmesini, Anayasa Mahkemenin dava sürecini uzatacağı olarak yorumlandı ama öyle de olmadı. Sonra Anayasa Mahkemesinin kapatmayacağı ‘hazine yardımı’ kesebileceği gibi yorumlar yapıldı. Gelinen aşama da ise Anayasa Mahkemesinin özellikle seçimlere yakın bir sürede HDP’yi kapatabileceği fikri kabul görmeye başladı. Demek ki politik süreçler zamanında doğru okunmaz ve buna uygun politikalar geliştirilmezse ciddi olumsuz sonuçlarla karşılaşılması kimseye sürpriz gelmemelidir.
HDP’nin önündeki olasılılıklar
HDP’nin kapatılması davası Anayasa Mahkemesinde devam ediyor. Mevcut politik gelişmeler dikkate alındığında HDP Ne yapmalıdır? Bu soruya hiç şüphesiz ki HDP Parti Meclisi ve HDP Merkez yürütme Kurulunun genel eğilimi üzerinden Haziran 2022’de yapılacak kongrede karar vermek mümkündür.
Anayasa Mahkemesi, çok önemli politik gelişmeler olmadığı, iktidarın yeni taktiksel hamleler yapmadığı ve devletin politikalarında temelde bazı değişiklikler gündeme gelmediği taktirde HDP’yi büyük bir olasılıkla katacak. Burada kesin bir iddiada bulunamayız ama eğilimin bu yönde olduğu söylemek yanlış olmaz.
Birincisi, HDP’nin kapatma davasını devam ettirir, gerekli savunmaları yapar, konuyu uluslar arası alana taşıyarak iktidarın üzerinde politik bir baskı oluşturmaya çalışır. İktidar da özellikle AB ile olan ilişkileri nedeniyle kapatılmaktan çok HDP’nin seçimlere girmesini veya etkisinin kırılması gibi önleyici bir kısım tedbirlerle yönelebilir. Yani Anayasa Mahkemesine HDP kapatmaması ama kolu-kanadı kırılmış bir durum dönüştürülmesi için açıktan veya dolaylı baskıların yapılması beklenebilir. Burada HDP’nin kapatılmaması politik bir kazanım veya başarı olarak görülse de esasen HDP’nin fiilen politik olarak tasfiye edilmesidir.
İkincisi, Cumhur iktidarı, hiçbir politik kaygı taşımadan, uluslar arası uyarıları görmezlikten gelerek askeri ve politik saldırıları arttırarak milliyetçi dalgayı arkasına alıp kamuoyu oluşturarak HDP’nin kapatılmasını sağlar. Millet İttifakı merkezli devlet muhalefeti de HDP’nin kapatılmasına yönelik cılız açıklamalarla geçiştirir. Böylelikle devlet, HDP’yi politik alanın dışına atarak bir bakıma Kürt seçmen kitlesinin etki gücünü psikolojik olarak kırmış olur. Dahası niyetinin bu olduğu açıktır. Bu hamle başarılı olabilir mi? Oldukça zor görünüyor ama bugün uygulanan planın bu yönde olduğunu söyleyebiliriz.
Üçüncüsü ise HDP’nin tahmin edilenin dışında bir hamle yapmasıdır. Örneğin HDP, Haziran’da yapılacak olan KONGRE HDP’yi FEHSETME KARARI ALABİLİR. Böyle bir karar vermek oldukça zor ama politik yansıması da bir o kadar güçlü olabilir. Kongre, HDP’yi neden FEHSETME kararı aldığını kamuoyuna açıklar. Sorumlusunun Cumhur İktidarının olduğunu gerekçeleriyle tek tek sıralar. Böylelikle HDP Davası fiilen düşmüş olur. Anayasa Mahkemesi kendisini FESH etmiş bir parti hakkında davaya devam edemez. Onlarca HDP’li hakkında siyaset yapma yasağı istemi de düşür. HDP kendisini FEHS EDEREK, kendisine yeni bir alan açar ve bir başka partide politik yoluna devam eder.
HDP, bugünkü politik dengelerde alternatif bir güçtür ve bunun sürekliliğini sağlaması son derece önemlidir. Bu bakımdan duygusal davranmak yerine ülke gerçekliğini hesaba katmalı ve geleceğin politikalarını belirlemede bir misyon üstlenmesi için stratejik kararlar almalıdır. HDP geleneğini devam ettiren çok sayıda parti kapatıldı, yenileri açıldı, sonuçta politik gelenek devam etti.
Devletin geleceğinde oluşturulan yeni konseptin nasıl bir yol alacağı ve Kürtlerin bu konseptteki rolleri yine Kürt seçmen kitlesi belirleyecektir. Seçmen bugün politik tercihini HDP’li olarak yürütüyor yarın başka bir PARTİ’de devam ettirebilir. Önemli olan zamanında doğru kararlar almak ve ona göre hazırlık yapmaktadır.
İktidarın baskısıyla HDP’nin Anayasa Mahkemesinde hukuksuz bir şekilde kapatılacağına inanılıyorsa, yeni rota şimdiden belirlenmeli ve ona uygun bir hazırlık yapılmalıdır. Seçim hattında girildiğinde yeni arayışlara girmek ve seçmeni buna motive etmek kolay olmayacaktır. Bugünden kesin bir karar verilerek başlanabilir ve yeni politik bir konseptle yola devam edilebilinir.
HDP Yönetimi bir yol ayrımında olduğunu görerek zor olduğu kadar güçlü bir karar vermelidirler. Zaman daralıyor ama süreç hızlı işliyor.
“Dr. MUSTAFA PEKÖZ: HAZİRAN 2022’DE HDP KONGRESİ VE GELECEĞİN YOL HARİTASI” üzerine 3 yorum
Gerceğe dayalı syrıntılı bilgi ve yorumunuz için teşekkür ederim
Merci Türkan hanım
Umarım küçük bir katkı sunmuştur…
Merci :))))