Kasım Süleymani’nin 2020 Ocak ayında ABD saldırısıyla öldürülmesi, ABD’nin İran’a yöneleceğinin işaret fişeğiydi. Hamas’ın 6-7 Ekim İsrail saldırısı, İsrail’in karşı saldırıya geçip Gazzeyi yerle bir etmesi, Hizbullah ve Hussiler’in İsrail’e saldırılar gerçekleştirerek savaşa katılması, İsrail uçaklarının Suriye’deki İran konsolosluğunu, devrim muhafızlarını vurarak genişletmesi, İran’ın dron-füze misillemesi, İsrail’in karşı misillemesi ve hemen ardından İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisinin uçağının “düşmesi sonucu” ölmesi, Hamas Lideri İsmail Haniye’nin Pezeşkiyanın yemin törenine katılmak için gittiği İran’da öldürülmesi, Hizbullah’ın üst yönetiminin İsrail’in suikast ve şok edici siber saldırılarla öldürülmesi, en son Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın da Beyrut’ta öldürülmesi, İran ve bölgedeki devletlerde çok ciddi çok büyük bir korku ve panik yaratmış durumda.
İran sırada Hamaney’in olduğunu düşündüğü için onu güvenli bölgeye aldığını açıkladı. Biden Nasrallahın öldürülmesine yönelik “adalet yerini buldu” dedi. İran ruhani lideri Hamaney korku ile yaptığı ikinci açıklamada İsrail’e karşı savaşma görevini Lübnan’a yani Hizbullah’a yükledi. “Hizbullah İsraili yenecek diyerek. İran’ın binlerce yıldır uyguladıkları stratejiyi uygulayarak savaşa girmekten kaçtı. Lübnan devlet ve hükümet olarak henüz hiçbir açıklama yapmayarak tavrını suskunluğuyla gösterdi. Hamas’ın yeni lideri Yahya Sinvar şu an İsrail için ikinci hedef diye siyasal yorumcularca belirtiliyor. İsrail’in Yeni İstihbarat Taktiği Suikast Timleri “NİLİ” MOSSAD, ŞİN BET ve AMAN yani dış, iç ve ordu istihbaratı. İsrail, 6-7 Ekim saldırılarından sonra yapay zekayı, teknolojiyi ve insan unsurunu çok etkili bir şekilde kullanıma dayalı ciddi bir istihbari yapılanmaya gitti. (NİLİ’nin açılımı İsrail’in ışığı hiç sönmeyecek. NİLİ’nin tarihi Osmanlıya 1900’lere gidiyor)
İsrail ne yapmak istiyor?
Öncelikle İran ve vekil güçlerini etkisiz hale getirmek istiyor. Hizbullah kendisi için en büyük tehdit. Nasrallah ise yaşayan en büyük düşmanıydı. Hizbullah’ı tüm lider kadroları ve yönetimini tek tek ve siber saldırılarla resmen infaz ederek başsız bıraktı. Şimdi sırada baş gidince geriye kalan o dev gibi büyük nicel gövde yani Hizbullah militanları İsrail’e yem olacak. Güney Lübnan’da İsrail, Hizbullah’ı Güney Lübnan’ı işgalde dahil olmak üzere belki de tüm dünyayı tekrar şok edici yöntemleri iç içe kullanarak temizleyecek. İsrail’de bu artık iktidarıyla muhalefetiyle ortak hayati bir hedef. Spor Bakanı bile Biden-Macron’un Netenyahu’nun onayı ile hazırladıklarını söyledikleri 21 günlük ateşkese bu nedenle topyekûn karşı çıktı. Bu mesele dünyadaki herkesi aştı. İsrail buraya kadar gelmişken Hizbullah’ı tehdit sıralamasında epeyi gerilere itmeden ve Güney Lübnan’a yerleşmeden durmayacak.
Sıradaki hedef Suriye’deki Devrim muhafızları ve Golan tepelerine Irak’tan gelen 50 bin şii milis. İsrail, İran’ın Lübnan’daki kolunu koparır koparmaz bu kez muhtemelen Suriye’deki İran kolunu kesmeye yönelecek. Bölgesel alt emperyal rol üstlenmek isteyen Türkiye de İsrail’in yaptıklarından ve yapabileceğinden tedirgin. Fakat korkuyla beklemekten başka bir şey yapamaz durumda. Tüm Ortadoğu korku içinde. Rusya gidişatı gördüğü için Nasrallah’ın öldürülmesini çok sert kınadı. İsrail’e saldırıları durdurması, düşmanlığı bitirmesi çağrısını yaptı. İsrail Suriye’den sonra Irak’taki Haşdi Şabi başta olmak üzere İran’ın tüm kollarına ve Yemen’deki Hussiler’e çok ciddi ve şok saldırılarda bulunacak. Böylece Netenyahu’nun 6-7 Ekim’den sonra “biz karşılık vereceğiz. Bölgede haritalar değişecek.” Birkaç hafta öncede “Biz daha yeni başladık” sözünün anlamını tüm dünya yeni yeni anlayacak. İsrail vekillerini yani kollarını kopardıktan sonra İranı hedef alacak. Artık bu kaçınılmaz son olacak.
ABD-İngiltere-AB-Batı İttifakı ve NATO İran’ın nükleer bir güç olmasına izin vermeyecek veremez. İsrail, İran ve vekili Hizbullah’ın içine, kılcal damarlarına kadar kelimenin tam anlamıyla sadece sızmamış karargâh kurmuş. Kim, ne zaman, nerede kendi eliyle koymuş gibi biliyor. Nereden, hangi cihazı alacaklarını belirliyor. Muhtemelen Cumhurbaşkanlarını indiriyor. Vekil güçlerinin en alttan en üste askeri, siyasi, dini liderlerini nokta mikro ve makro düzeyde saldırılarla vuruyor. Yetmiyor Savunma Bakanı Galant çıkıp “Nasrullah’ı öldürerek bize karşı olanlara bir mesaj gönderdik. Hizbullah’ı vurmaya devam edeceğiz” diyor. İsrail’in en büyük düşmanını öldürdüklerini açıklıyorlar.
Peki İsrail gibi küçük bir devlete Ortadoğu gibi büyük dev bir coğrafyayı savaşla, kanla yeniden dizayn etme görevini kim verdi. Bu gücü, yetki ve cesareti kim veya kimlerden alıyor. Hiç şüphesiz ki, dünyanın yegâne süper gücü ABD İsrail’e bu gücü, cesareti ve yetkiyi verdi. ABD daha Kasım Süleymani’yi öldürdüğünde İran’ın bölgedeki terör yayma merkezi haline gelen hegemonyasını bitirme düğmesine basmıştı. Geriye bu temizliği sürdürecek bölgedeki alt yüklenici devlet ve devlet veya hükümet başkanı figür kalıyordu. Netenyahu hükümeti Hamas’ın 6-7 Ekim saldırısı bu fırsatı yarattı. Geriye Biden’ın dünya kamuoyu karşısında üç maymunları oynaması kalıyordu ki Biden bunu ustaca oynadı. “Ateşkes için çalışıyoruz. Siviller cehennemi yaşıyor.” vb derken İsrail’in en büyük destekçisi olmayı. İsrail’e hedef göstermeyi bir an bırakmadı. İsrail’de kuruluşundan bu yana bu fırsatı bekliyordu. Hakkını teslim etmek lazım. Hazırlıklıydı ve rolünü mükemmel bir biçimde profesyonelce oynadı ve oynuyor. İsrail durmayacak. İran vekillerinden sonra kazandığı bu büyük destek ve ozgüvenle İran’ı ve Ortadoğu’yu ABD-Batı yönlendirmesiyle yeniden dizayn edecek.