Güncel HaberlerMakaleler

ALİ CANDAN: DEPREM YARDIMLARI VE NE YAPMALI


Dün akşam 7 saat boyunca Türkiye’deki TV’lerin ortak canlı yayınında ünlü isimler aracılığıyla depremzedelere AFAD ve Kızılay üzerinden çok büyük miktarda bağış toplandı. Kefen parasından, çocukların kumbarasına, “beşli çete” firmalarından, 2022 yılı bilançosunda en az %300 %400 net kar elde eden bankalara kadar milyar TL’lerden 50 TL’ye kadar milyonlarca insan bağış yaptı. Öncelikle depremzede halkımıza gerek dün gece gerek depremin daha ilk gününden itibaren harekete geçen, yardıma seferber olan, bağış yapan her sivil kişi, kurum ve kuruluşa bu duyarlı ve insani davranışlarından dolayı yürekten teşekkür ediyorum. Allah razı olsun herkesin hayrını öncelikle yerine ulaştırsın ve kabul etsin.

 

Dün geceki yardım hasılatı 115 milyar TL’yi geçti. Bu gerçektende bir gece içinde toplanabilecek çok büyük bir rakam. Bu günkü dolar kuruyla 6 milyar 100 milyon doların üzerinde bir rakama denk geliyor. Bu rakamın ekonomiye girmesiyle yaratacağı çarpan etkisi de en az on kat olarak yaza kadar ekonomideki durağanlığa da can suyu olacaktır. BM’nin açıkladığı 1,8 milyar dolar yardım başta olmak üzere dünya ülkelerinden gelen ve gelecek yardımlarla bu rakam 10 milyar doları rahatlıkla bulur ve hatta aşar. Tabi son 20 yılda Türkiye’nin tüm dünyadaki felaketlere ilk ve en yüksek bağışla koşan ve yardım yapan ülke olduğu gerçeği dikkate alındığında kanaatimce dış ülke yardımlarının daha fazla artması gerekiyor.

Eldeki bu yardım paraları doğru ve yerinde harcanırsa felaketin maddi yaralarını bir yıl gibi bir sürede hızlı bir şekilde sarmak mümkün. Devam edecek yardımlarla evi yıkılanlara, evi ağır hasarlı hale gelenlere, yeni konut inşa etmek bu bir yılda işten bile değil. Manevi, ruhsal ve moral yaraları sarmak için ise; epeyi uzun bir süre gerekecektir. Kanımca bu durumda hiçbir siyasi parti, kurum ve kuruluş ayrım yapmadan felaketzedelere yardım için hükümetin yanında yer almak gerekiyorsa; hükümetin yanında yer alarak yardımlarını ulaştırmalıdırlar. Gün eleştiri, çekişme, siyasi rekabet günü değil. Gün yaraları sarma günüdür. Deprem bölgesinde eksi -10 -20 derecelere varan dondurucu soğuk hava başlı başına öldürücü bir tehdittir. Bizi yalnız deprem öldürmüyor. Soğuk havalarda bizi öldürüyor.

 

Hükümet gerilimi en üst düzeye tırmandırdığı İsrail’e, Yunanistan’a depremle çok daha yakınlaştı. Hükümet içte de muhalefet ve HDP ‘yede aynı yakınlaşmayı gösterebilmelidir. Muhalefet ve özelliklede HDP’de deprem felaketiyle yıkılan halkımıza yardım edebilmek için hükümetle yakın çalışmalıdır. Felakette birleşmek felaketi yenmek için şarttır. Siyasette pozitif dil, üslup, söylem bugün düne göre çok ama çok daha önemlidir. Suçlamak, kınamak, hakaret etmek yerine; birbirine destek ve yardımcı olmak gerekir. Adıyaman, Malatya, Antep, Maraş,  Hatay, İskenderun, Adana, Osmaniye, Diyarbakır ve Kilis’te yaklaşık 15 milyon insan depremden etkilendi. Milyonlar yardım bekliyor. Herkesin iş birliği, diyalog ve koordine içinde deprem bölgelerine ciddi anlamda yardımda bulunması bölge için yaşamsal derecede önemlidir.

 

Türkiye halkları üzerine düşeni değerli dayanışma, yardıma koşma ve maddi bağışlarda bulunarak gösterdi ve gösteriyor. Sırada depremde ilk üç gün müdahalede geç kalan hükümetiyle, muhalefetiyle devletin topyekûn seferber olmasına geldi. Devlet bir kısım eksik ve aksaklıklara rağmen harekete geçti. Hala ulaşılması gereken çok sayıda yardım alamayan ilçe, kasaba, köy ve depremzede yardım bekliyor. Deprem bölgesi en az 1 yıl ciddi manada yardıma muhtaç. Devlet, hükümet, muhalefet birlikte deprem bölgesine yaraları sarmaya koşmalı. Ortak acılara derman olmaya çalışmalı.

 

HDP bu süreçte canla başla çalışıyor. Kimi yerlerde HDP’ye çok büyük engeller çıkarılıyor. Tabi ki,  hükümetle en azından bu felaket anında koordineli, iş birliği içinde olmak bu yüzden çok önemli. Şikâyet ederek değil. Devlet bürokrasisi ve hükümeti ikili ilişkilerle, diyalog ve koordine ile harekete geçirecek yapıcı bir iş birliği sağlamak çok ama çok önemlidir. Siyasetin bugün en temel görevi; yardımı, güvenli yaşamı ve desteği en sağlam, en hızlı ve en adil bir şekilde depremzede halkımıza ulaştırmaktır. ‘Hükümet veya devlet yardımı engelliyor’ diyerek mazeret kalelerine sığınmamak gerekir. Varsa bir engel o engeli siyasi esneklik ve yaratıcılıkla aşmak siyasi partilerin görevidir. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın çıkıp “bu engellemeler yardımların yapılmasını engeller” diye açıklama yapması, bir gerçeği dile getirmekle beraber yöntem olarak doğru değil. O engelin aşılması için ulaşılması gereken her yere ulaşmak için ne gerekirse yapılmalı. Gün deyim yerindeyse depremzede halkımıza üzüm yedirme günüdür. Devletle kavga etme günü değil. Siyasi mücadele bugün ertelenmelidir. HDP bu yönlü politikasını değiştirdiğini çıkıp kamuoyuna deklere etmelidir.

 

Seçim tartışmaları da gösteriyor ki; siyaset depremden çok seçime odaklanmış durumda. Oysa bu yaralar sarılmadan seçimin olmasının hiçbir anlamı yoktur. Seçim zamanında yapılamayabilir. Ne kadar ertelenir bilinmez. Ama erteleneceğini öngörmek sürpriz olmayacaktır. Önce insanlarımızın güvenli bir yaşama kavuşturulması ardından seçim dahil siyasi rekabet ortamına dönüş yapmak gerekiyor. HDP bu bilinç ve sorumlulukla yaklaşabilmelidir. Devlet iktidarı ve muhalefeti bu bilinç ve sorumluluğu sergileyemese de HDP bu çizgiyi takip edebilmelidir. Muhataplarını da bu çizgiye çekmelidir. Depremle bir kez daha görüldü ki, muhalefet bu ülkede bu kafa ve yöntemle iktidar olamaz. İktidar yine dört ayak üzerine düştü. Bir taşla kuş katliamı deyimi iktidar için geçerli.  

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir