Seçimleri üzerine tartışmalar yürütülürken Cumhurbaşkanlığı seçim yöntem ve süresi konusunda sanki hükümet çevrelerinin yorumu doğruymuş gibi bir ön kabulden hareket ediliyor.
Cumhurbaşkanı başdanışmanı ve hukuk politikaları başkan vekili Mehmet Uçum bu konuda kendisini yetkin biri olarak görüyor. Mehmet Uçum, gerçekte anayasada ve hukukta olmayan “hukuk politikaları başkanvekili” sıfatını kullanıyor. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u eleştirenlere “devletten hesap sorulmaz” şeklinde cevap veriyor. HDP’nin kapatılması konusunda da “siyaseten” kapatma gibi anayasa dayanağı olmayan ifadeleri kullanıyor.
Mehmet Uçum’a göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni sistemin birinci dönemindedir ve bu konuda tereddütte yer yokmuş. Cumhurbaşkanının 5+5 şeklinde iki kez seçilmesinin sınırlanması, 2017 değişikliği ile değil, 2007’de yapılan değişiklikle getirildi. Bu bakımdan Erdoğan’ın 2014’te seçilmesi birinci dönemdir. Buna göre 2018’de seçilmesi Erdoğan’ın ikinci dönemidir. Anayasa’daki bu hüküm açıktır. 2023 yılında iki dönem kuralını tamamlayan Erdoğan’ın aday olması mümkün değildir. Uçum aslında 2028’de meclis seçimlerin yenilenmesi kararı alırsa, cumhurbaşkanı’nın üçüncü dönem (gerçekte dördüncü dönem, çünkü ona göre 2014-2018 arası dönemden sayılmıyor) aday olabileceğinin alt zeminini hazırlıyor. Oldukça keyfi sonuçlara varacak bu yorum sözü ve özüyle Anayasa’ya aykırıdır. YSK üzerinde etki kurularak böyle bir yoruma toplum hazırlanmaya çalışılıyor.
Seçimlerin zamanında yapılması ile seçimlerin yenilenmesi kavramları üzerinde titizlikle durmakta fayda vardır. Seçimlerin normal zamanda yapılışı ile ilgili, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi başlıklı 77.maddesi şöyledir: “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir, aynı günde yapılır.” Anayasa’nın
101.maddesine göre, “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.” Bu hüküm 21 Ekim 2007’de getirilen bir hükümdür. O tarihte 101.maddenin hali şimdiki gibi “Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir”. Şeklindedir. Anayasa burada dönem esasını temel aldığı için 2014-2018 dönemi Erdoğan bakımından birinci dönemdir. 2018’de yapılan seçimler, seçimlerin yenilenmesi olmayıp yeni bir dönemdir. Erdoğan’ın 2018’de seçilmesi Erdoğan’ın ikinci dönemi olduğu için, 2023’te normal döneminde yapılacak seçimlerde Erdoğan’ın yeniden seçime girmesi mümkün değildir.
Seçimlerin yenilenmesi kavramı 2017 değişikliği ile gündeme gelmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı seçimlerinin yenilenmesi başlıklı116.maddesi şöyledir: “Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Seçimlerinin birlikte yenilenmesine karar verilen Meclisin ve Cumhurbaşkanının yetki ve görevleri, yeni Meclisin ve Cumhurbaşkanının göreve başlamasına kadar devam eder. Bu şekilde seçilen Meclis ve Cumhurbaşkanının görev süreleri de beş yıldır.” Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için 2023 dönemi beklenmeden Meclisin beşte üç çoğunluğu ile karar verilmesi gerekmektedir. AKP/MHP’nin sayısal durumu bu çoğunluğu sağlamaya yeterli değildir. Cumhurbaşkanı tarafından seçimlerin yenilenmesine karar vermesi halinde ikinci dönemini yaşayan (Erdoğan) Cumhurbaşkanı yenilenen seçimlerde aday olması mümkün değildir. Mehmet Uçum, 2018’de başlayan dönemi, birinci dönem sayarak Erdoğan’a olası seçim yenilemesinde aday olma yolu olduğunun yolunu açmaya çalışıyor. Çünkü meclis kararı ile seçimlerin yenilemesine muhalefetin destek vermeyeceğini düşünüyor. Mehmet Uçum için hukukun veya hukuki gerçek yorumunun bir önemi yoktur. Onun için önemli olan Erdoğan’ın başkanlığının devamıdır. Posta Gazetesindeki mülakatında, “Laiklik de tartışılamaz çünkü o da cumhuriyetin esaslarından. Böyle bir gündem yok. Laiklik cumhuriyetin yüz yıla yaklaşan bir kazanımıdır” diyerek ulusalcı laik kesimlere yönelik bir pazarlık adımı atmış gibi görülüyor. Adeta “laikliğinize karışmayacağız, siz de başkanlık rejimine evet diyeceksiniz” demeye getiriyor. Bu söylem, Erdoğan’ın “milli ve yerli muhalefet” isteğini de dile getirmiş oluyor. Önümüzdeki dönemde Muharrem İnce ve Mustafa Sarıgül üzerinden bunu deneyecek gibi görünüyor.
Uçum’un mülakatında dikkat çeken bir husus da, başkancı rejimini Anayasa’nın ilk üç maddesindeki değiştirilemez hükümlerle yan yana getiriyor. Başkancı rejimin tartışma konusu dahi olmayacağını ileri sürüyor. Böylece Erdoğan’a ömür boyu/Putinvari Cumhurbaşkanlığının yolunu açmaya çalışıyor. Ancak mevcut Anayasa ile bunu yapması mümkün değildir.