Makaleler

ALİ CANDAN: PEKER-AĞAR-SOYLU ÇATIŞMASI


Dünyadaki tüm canlılar içinde sadece kurtlarda yere düşeni yeme kanunu vardır. Sürüde ilk yere düşen kurdu yerler. Buna kurt kanunu denir. Kurtların bir diğer özelliği de sisli ve puslu havayı sevmeleridir. Böyle havalarda at izi-it izine karışır dolayısıyla kurtlara da gün doğar. Bu havalarda kimin kimi yediği hiç belli olmaz.  Tıpkı bulanık suda balık avlama misali.

 

Birkaç haftadır Türkiye halkları derin devlet çalışanı ve mafya lideri Sedat Peker’in açıklamaları ile hop oturup hop kalkıyor. Tıpkı Netfilks’te Pablo Escobar’ı anlatan bir televizyon dizisini canlı izliyor gibi toplum. Heyecan ve reyting tavan yapmış durumda. Toplumda herkesin ve her kesimin gündeminde bu konu ve dillerinde ise Peker’in replik olan “güzel Sülü, süslü Sülü, temiz Süleyman. Her devrin adamı derin Memet, Pelikancılar…Vallahi yenileceksiniz…Gayretullaha dokundunuz. Siz Allah’ımsınız ulan” gibi Pekere özgü tiyatrosal bir biçimde kah komedi tarzında kah dramaturji tarzda bir anlatımla peş peşe yayınlanan dizi film tarzında, arkası yarın seri kasetler.

 

Bugüne kadar ki videolarının izlemi oranı 25 milyonu geçti. Takipçi sayısı bir ayda 2 katı arttı. Herkesin gözü, kulağı Peker’in yayınlayacağı yeni kasetlerinde. Yayınlanan videoların konusu da devlet-mafya-siyaset denklemidir. Ancak bu üçlü denklem, bakan, vekil, gazeteci, işadamı, bürokrat, kadın, çocuk, iktidar, sağ, sol, milliyetçi, ülkücü, turan, hak hukuk, ahlak  gibi çok bilinmeyen denklemlerle süsleniyor. Hedefte olan İçişleri Bakanı Soylu da Peker’inz izinde yürüyor.  Soylu, TRT’de bel altı vuruşla, en ağır ve savaşta düşmana bile söylenmeyecek “karısının iç çamaşırlarının arkasına saklanıyor” sözleri. Tüm bunlar kurt kanunu gereğidir. Kurtlar birbirine düşmüş durumdadır. Daha düne kadar Peker ile aynı safta olanlar bugün Peker’i belki de yere attılar ve o yere düştü diye onu ilk onunla omuz omuza duran yol arkadaşları yemeye kalkıyor. Hani ‘düşenin dostu olmaz’ sözünün hayat bulduğu bir süreç yaşanıyor. Peki, Peker gerçekten yere düştü mü? Bu soruya kıssa dan hisse evet demek zor gibi. Yayınlanan videolarda anlaşılacağı üzere Peker, hazırlığını iyi yapmış. Peker, ‘aklımı tatile çıkardım ama zekam burada’ diyor. Yani masaya zekasını masaya sürüyor ve dünkü arkadaşları bu günkü kavgalıları ile geçmişte birlikte yaptıkları pis işleri, haksız, hukuksuz, kanunsuz işlerini, adam vurmayı, adam yaralamayı, öldürmeyi, adam kaldırmayı, tehdit, gasp ve insanların malına çökmeyi, uyuşturucu trafiğini, kara para aklamayı gibi bizim bilmediğimiz gizli  maharetlerini anlatıyor ve gözler önünde sergiliyor.

 

Beklenen uzlaşmanın sağlanamayacağı anlaşıldı ve hatta çatışma derinleşerek artıyor. İktidar tarafından Soylu tek başına kaldığı, sahiplenilmede zayıf adımların atıldığı görülüyor. Kendisi de bunun farkındadır. Adeta tek başına Peker’le mücadeleye tutuşmuş. 

 

Peki buradan yani anlatılanlardan temiz toplum çıkar mı? Bence çıkmaz. Çünkü, hesaplaşma çıkar ve rant kavgası üzerine yürüyor. Bu tür çatışmalar sistem içindeki politik çürüme ve yozlaşmayı kamuoyuna sunuyor. Politika ile ilgilenmeyen bir kişinin dahi bir fikir edinebilecek bir ortam oluşuyor. İnsan, görüyor, tartışıyor ve bir fikir sahibi oluyor.   Peker konuştukça, Ağar, Soylu ve diğerleri cevap verdikçe kirlenme düzeyinin debisi daha da düşecek. Türk toplumu içine gömüldüğü bu foseptik çukurunun derinliğini ve hukuksuzluğunu yani devletinden farklı yüzünü ortaya çıkartıyor.   

 

Bu nedenle Peker ile Ağar-Soylu arasında doğrudan iktidarla dolaylı yoldan başlayan çatışma temiz topluma giden yolunun ilk adımlarını gösteriyor. Böylelikle sistem içerisindeki bu kirli kanlı ve gayri ahlaki ve hukuk dışı durumlar görülmeye başlanıyor. Önemli olan bu ilk adımı bilinçli toplumsal ve politik reflekslerle kalıcı hale getirmektir.

Belki bugün yaşananlar, bundan sonra temiz toplum, temiz devlet, adalet ve eşitlik temeline dayanan bir toplumsal sözleşme yani yeni evrensel hukuk ilkelerini içeren yeni bir anayasa yazmayı isteyecek.

 

Gerçekler ne kadar gizlenirse gizlensin yine de açığa çıkma ve bilinme özelliği vardır. Çünkü gerçek doğası gereği sonsuza kadar saklanamaz ve gizlenemez. Özellikle bilişim dünyasında yaşıyoruz. Bilgi akışı hızla ve kontrolsüz toplumun bütün kesimlerinde anında görülebilecek düzeyde yayılıyor. Savaş artık yüz yüze değil, internet yani bilişim dünyası üzerinde oluyor. Bu nedenle Peker ile Ağar-Soylu çatışması esasen iktidarla olan çatışması dünya basınında da tartışılıyor.

 

Bu mesele sadece birkaç kişi arasındaki bir rant çatışması olmayıp, Türkiye’nin iç dinamiklerini yeniden dizayn etme sürecinin bir parçasıdır. Bu rekabet ve çatışmanın uluslararası boyutu ele alınmadan meselenin özü anlaşılamaz.  Oyuncular tekil ve bilinen isimler ama oyunun kendisi derin ve çok yönlüdür.