Trump Yönetimi, uyuşturucu kaçakçılığını gerekçe göstererek Venezuela’ya yönelik askeri operasyon seçeneğini gündemine aldığını açıkladı. Hatta Venezuela hava sahasına uçuşa yasak bölge ilan ederek kontrol altına almanın ilk adımını attı. ABD Savaş Gemileri, Venezuela karasularına dahi girmiş durumadırlar. Şu ana kadar 15 bin Deniz Piyadesi bölgeye konuşlandırılmış bulunuyor. ABD’nin en büyük uçak gemisi Venezuela deniz sahasının çevresinde beklemeye başladı. Trump, Ukrayna’da, Suriye’de barış isterken komşusunda savaş istiyor.
Peki neden Venezuela’ya saldırmak istiyor. Bunun politik arka planı nedir? Bu sorulara doğrudan cevap vermek ABD’nin temel yaklaşımı hakkında bir fikir sahibi olabiliriz.
Venezuela’nın Dil, Etnik Yapısı, Din eğilimleri ve İdari Yapısı
Venezuela’da resmi dil İspanyolcadır. Arcak ülkede bulunan bütün etnik gruplar kendi dillerini özgürce kullanmaktadırlar. Venezuela’da devlet tarafından kabul edilen 26 dil bulunuyor.
Ülkedeki Etnik grupların %51,6’sı Mestizo yani yerliler, %43,6’sı sömürgecilik boyunca Batıda gelen Beyazlar, %3,6’sı kölelik sisteminde getirtilip kamış tarlalarında çalıştırılan Siyahlar ve %1,2’si diğer etnik gruplar.[1]
Venezuela, Hristiyanlığın şiddet ve zora dayandırılarak yayılması tarihi olarak bilinir. İspanyolların işgalinden sonra Hristiyanlaştırma bir strateji olarak benimsendi. Bugün Nüfusun %92,6 Hristiyan olup bunların %80,5 Katolik, %11,2 Protestandır. %0,9 diğer Hristiyan gruplar oluşturuyor. %5,5 dinsiz, %1,1 Spiritizm, Birongo, %0,8 diğerleri.[2]
Venezuela’nın başkenti ve aynı zamanda ülkenin en büyük kenti olan Caracas şehridir. Venezuela, 23 eyaletten, Başkent Bölgesi’nden ve Venezuela’nın açık deniz adalarını kapsayan federal bölgelerden oluşur. Venezuela nüfusunun çok önemli bir kısmı şehirlerde yaşamakta olup özellikle Kuzey bölgesindeki şehirlerde ve başkent Karacas’ta yoğunlaşmıştır. Her eyaletin ve federal bölgelerin kendi iç yönetimleri bulunmaktadır.[3]
Küresel yaptırım kıskacındaki Venezuela
Uluslararası kuruluşlar 2024 yılı için farklı büyüme oranları öngörüyor: Venezuela Merkez Bankası yüzde yedi büyüme bildirirken, Uluslararası Para Fonu (IMF) yalnızca yüzde bir büyüme öngörüyor. GSYİH’nin 2024 yılında yaklaşık 119,8 milyar ABD dolarına, kişi başına düşen GSYİH’nin ise yaklaşık 4.511 ABD doları civarındadır. BM Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu’na (ECLAC) göre, ekonomi %6,1 oranında toparlanarak Latin Amerika’da ikinci sırada yer aldı. 2018’de %63.000’in üzerine çıkan enflasyon oranı önemli ölçüde düştü, 2024’te %49 seviyesinde seyretti. Venezuela Para Birimi Bolivar Ağustos 2024’ten bu yana resmi olarak değerinin %60’ını kaybetti. [4]
2023 yılı verilerine göre Venezuela, toplam ihracatta dünya genelinde 226 ülke arasında 114.sırada bulunuyor. 2023 yılında Venezuela, Ekonomik Karmaşıklık Endeksi’ne (Ticaret, 2023) göre en karmaşık ekonomiler arasında 99. (132 ülke arasında) sırada,
İhracat 2023 yılında Venezuela’nın en çok ihraç ettiği ürünler Ham Petrol (4,05 milyar dolar), Petrol Koku (552 milyon dolar), Hurda Demir (421 milyon dolar), Asiklik alkol türevleri (halojenli, sülfonlu, nitratlı) (418 milyon dolar) ve Azotlu Gübreler (280 milyon dolar) oldu.
En çok ithalat yapılan ülkeler sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri (3,81 milyar dolar), Çin (739 milyon dolar), İspanya (670 milyon dolar), Brezilya (468 milyon dolar) ve Türkiye (364 milyon dolar) oldu. İthalat Venezuela’nın 2023 yılındaki en çok ithalat yaptığı ürünler Rafine Petrol (666 milyon dolar), Soya Küspesi (326 milyon dolar), Mısır (273 milyon dolar), Yayın Ekipmanları (256 milyon dolar) ve Otomobiller (253 milyon dolar) oldu. En çok ithalat yapılan ülkeler sırasıyla Çin (3,45 milyar dolar), Amerika Birleşik Devletleri (2,43 milyar dolar), Brezilya (1,15 milyar dolar), Kolombiya (673 milyon dolar) ve Türkiye (366 milyon dolar) oldu.[5] Venezuela, özellikle kaliteli kakao ve kahve olmak üzere dikkate değer tarımsal kaynaklara sahiptir. Yıllık yaklaşık 20.000 tonluk üretimiyle Venezuela, nispeten küçük ancak yüksek kaliteli bir üreticidir.
Petrol ülkesi Venezuela
20.üzyılın başlarında petrolün bulunmasından bu yana, Venezuela dünyanın önde gelen petrol ihracatçılarından biri olmuş ve OPEC’in kurucu üyelerinden biri olup Latin Amerika’nın petrol ülkesi olarak bilinir.
BP, OPEC ve diğer enerji kuruluşlarının uluslararası istatistiklerine göre “Venezuela’nın rezervlerinin yaklaşık 300 milyar varil olduğu tahmin ediliyor ve toplam küresel petrol rezervlerinin yaklaşık %18’ini oluşturuyor. Suudi Arabistan yaklaşık 260 ila 298 milyar varil ile ikinci sırada yer alırken, Kanada yaklaşık 168 milyar varil, İran yaklaşık 158 milyar varil ve Irak yaklaşık 145 milyar varil ile üçüncü sırada yer alıyor.” Venezuela, dünyada kanıtlanmış petrol rezervlerinde ilk sırada yer almasına rağmen, ABD ve Avrupa tarafından uygulanan teknoloji transferi ambargosu ve Venezuela’dan petrol almak isteyen ülkelere ve şirketlere uygulanan ambargo nedeniyle petrol üretimi ve ihracatı minimum düzeyde bulunuyor. [6]
Venezuela ekonomisi büyük ölçüde petrol sektörüne bağımlı durumdadır. İhracat gelirlerinin yüzde 90’ından fazlası petrolden geliyor. Petrol üretimi Şubat 2025’te günde yaklaşık 892.000 varile ulaştı. Bu, 2020’deki 350.000 varil/günlük tarihi düşük seviyelerinden biraz daha yüksek olsa da, kriz öncesi 2,7 milyon varil/gün seviyesi dikkate alındığında, petrol üretimindeki düşüş konusunda fikir sahibi olmamızı sağlıyor.[7] Venezuela’nın tespit edilmiş Doğal Gaz rezervi yaklaşık 201 trilyon fit küp olup dünya genelinde 8.sırada bulunuyor.
Altın, elmas ve nadir elementler ülkesi
Madencilik bakımından oldukça zengin bir ülke olarak bilinir. Orinoco madencilik bölgesinde tahmini olarak 7.000-9000 ton arasında ton altın, 34 milyon karat elmas ve çok önemli miktarda demir cevheri, boksit, kalton, nikel ve bakır gibi maden yatakları bulunmaktadır. Son yıllarda uzay ve yapay zeka teknolojisinde kullanılan nedir elementlerde büyük rezervlerin varlığı tespit edilmiş durumdadır.[8]
ABD, Venezuela’yı neden doğrudan kontrol etmek istiyor.
ABD’nin Venezuela’ya yönelik askeri hamlelerinin birçok nedeni var. Bunlardan ikisi önem arz ediyor. Birincisi, ABD’nin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunlar ve özellikle Latin Amerika kıtasındaki nadir elementlerin ve enerji yataklarının kontrolüyle ilişkilidir.
Venezuela petrolünün alıcıları ABD, Çin, Hindistan ve Rusya öncelikli olarak ön plana çıkıyordu.[9] ABD’nin birinci Trump döneminde Venezuela’ya yönelik ambargo kararı almasından sonra, ABD’nin Venezuela’daki pazar payı önemli ölçüde düştü. Son yıllarda öncelikli olarak Çin ve Rusya’nın hızla ön plana çıktığını görüyoruz.
ABD’nin bugünkü ekonomik sorunları ve özellikle Çin ile girdiği küresel rekabette ön plana çıkan nadir elementler ve enerji kaynaklarının kullanımı ve uluslararası alana pazarlanması, ABD için önemli bir sorun oluşturmaktadır. ABD’nin bugün uygulamaya koyduğu askeri operasyonunun özellikle nadir elementler ve enerji yataklarının kontrolüyle ilgili olduğu artık çok net olarak anlaşılmaktadır.
Venezuela’nın ürettiği gün petrolün yarısından fazlasını Çin’e satmaktadır.[10] “Dış borcunun yaklaşık 140 milyar dolar olduğu tahmin edilen Venezuela, sağlık ve altyapı işleri, askeri ve sosyal harcamalar için Rusya ve Çin’den aldığı kredileri geri ödemek için bu ülkelere petrol ihraç ediyor. Venezuela’da petrol gelirleri ülke ekonomisinde yüzde 50’nin üzerinde paya sahip. Buna rağmen Venezuela’nın dış borçlarının yaklaşık 30 milyar dolarının Çin’e, 20 milyar dolarının da Rusya’ya olduğu tahmin ediliyor. Bu iki ülkenin yatırımları ise Venezuela’nın en önemli zenginlik kaynağı olan petrol ve doğal gaz alanlarında yoğunlaşıyor.”[11] Venezuela’nın enerji müşterilerinde Çin ve Rusya öncelikli olarak ön plana çıkıyor. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Venezuela’nın petrol üretimi bu yıl günde 1,1 milyon varil civarında sabitlendi. Nakliye verilerine göre, ihracatın yüzde 80’inden fazlası Çin’e gönderiliyor. Çin hem ucuz hem de kaliteli olan Venezuela’nın petrol pazarını aşamalı olarak kontrol etmeye başladı denebilir.
İkincisi ise Rusya ve Çin’in Venezuela üzerinden ABD ile askeri olarak komşu olmaya başlamalarıdır. ABD, geçmişteki Küba deneyimini dikkate alarak Rusya ve Çin’in askeri olarak Latin Amerika kıtasında konuşlanmasını istemiyor. Bu nedenle Trump, Maduro yönetimine karşı askeri seçeneğin gündemde olduğunu sık sık vurgulamakta ve bölgeye konuşlandırdığı askeri gücüyle de Maduro’yu açıktan teslim olmaya zorlamaktadır.
|
ABD ile Venezuela arasındaki askeri güç dengesi |
||
|
Kategori |
Venezuela |
ABD |
|
Toplam Nüfus |
31.250.306 |
341.963.408 |
|
Hizmete Uygun Nüfus |
12.812.625 |
124.816.644 |
|
Askerlik yaşına uygun gelen kişi sayısı (yıllık) |
625.006 |
4.445.524 |
|
Aktif Personel |
109.000 |
1.328.000 |
|
Yedek Personel |
8.000 |
799.500 |
|
Savunma Bütçesi |
4.093.120.000 USD |
895.000.000.000 USD |
|
Toplam Uçak Sayısı |
229 |
13.043 |
|
Savaş Uçağı Sayısı |
30 |
1.790 |
|
Tank Gücü |
172 |
4.640 |
|
Zırhlı Araçlar |
8.802 |
391.963 |
|
Filo Büyüklüğü (Deniz Gücü) |
34 |
440 |
|
Uçak Gemisi Sayısı |
0 |
11 |
|
Toprak Alan |
912.050 km² |
9.833.517 km² |
|
Kıyı Şeridi |
2.800 km |
19.924 km |
ABD ile Venezuela arasındaki askeri güç hiçbir şekilde kıyaslanamaz. Peki, dünyanın en modern ve en güçlü ordusu olarak bilinen ABD, Venezuela’yı işgal eder mi? Uyuşturucuyla mücadele gerekçesiyle Venezuela’yı denizde ablukaya alan ABD’nin askeri bir operasyonu mümkün mü? Bu olasılığın gündemde olduğuna dair çok sayıda analiz var. Maduro istifa etmediği taktirde ABD’nin bir askeri operasyon yapmasının yüksek bir olasılık olduğu belirtilmesine rağmen bunun sanıldığı gibi kolay olmayacağı açıktır. Venezuela’ya yönelik bir kara operasyonunun sanıldığından çok zor olduğu, hava operasyonlarıyla beklenilen sonucun alınamayacağı özellikle ABD’nin askeri analistleri tarafından çok açık olarak yazılmakta ve Trump yönetimi uyarılmaktadır.
Maduro iktidarının asker sayısı ve askeri teçhizat bakımından zayıf olduğu gerçeği bir yana, iktidara bağlı ve tüm ülke çapında örgütlü olan ve tamamen gönüllülerden oluşan ‘Bolivar’ Milislerinin sayısının resmi rakamlara göre 300 bin ama fiilen 4 milyon civarında olduğu belirtiliyor. Maduro Yönetiminin, olası bir ABD saldırısına karşı doğrudan askeri güçlerin karşılıklı bir çatışmasından çok şehirlerden ve kırsal bölgelerden fiilen ‘Gerilla Savaşı’na hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Örneğin Çin ve Rusya’dan taşınabilir 5000 anti tank savar füzesi satın alındığı ve bunların misil güçlerine dağıtıldığı kamuoyuna yansıdı. Böylelikle ABD askeri güçlerinin Venezuela’ya girip yönetimi değiştirip, kendisine bağlı bir gücü iktidara getirdikten sonra çekilmesi gibi bir ortamın oluşmasına izin verilmeden, Maduro’ya bağlı güçlerin uzun süreli bir savaşa hazırlandıkları belirtilmektedir.
Rusya ve Çin’in son iki yıldır Venezuela ordusunu ciddi olarak silahlandırdığı ve bu nedenle Bolivar ordusunun resmi olarak belirtilenin üstünde modern bir askeri güce sahip olduğuna dikkat çekiliyor. Eğer Pentagon Venezuela’ya karşı doğrudan bir savaş başlatırsa, Venezuela ordusunun karşı yeni savaş taktikleri konusunda kafaları karıştıracak hamlelerin olabilecek gibi görünüyor. Burada en önemli faktör, Rusya’nın ve Çin’in Maduro iktidarını askeri olarak bu sürece ne kadar hazırladıkları ve bundan sonra askeri desteğin nereye kadar devam edeceğidir. Çin, “ABD’ye açık bir uyarıda bulunarak, Washington’ın Venezuela’ya karşı herhangi bir askeri hamleden kaçınması gerektiğini belirtti. Pekin, ABD’nin Çin’in büyük yatırım çıkarlarına sahip olduğu bir ülkeyi tehdit etmemesi gerektiği” belirtiliyor.
Venezuela, Rusya ve Çin son derece önemlidir. Bu sadece Venezuela’nın güçlü enerji yataklarıyla sınırlı değil. İki ülkenin Amerika ama özellikle Latin Amerika’ya yönelik belirledikleri temel strateji için önem arz ediyor. Bu nedenle Çin ve Rusya, Venezuela üzerinden ABD ile bir çatışmaya girer mi? Ya da Venezuela’yı ABD’ye bırakma karşılığında Rusya, Ukrayna’yı, Çin de Tayvan mı ister. Bütün bunların hepsi masada duruyor.
ABD, Mudoru’ya karşı askeri bir operasyon seçeneğini kullanır mı?
Beyaz Saray, Maduro’nun istifa etmesini, hemen seçimlere gidilmesini ve böylelikle iktidarı bırakmasını istiyor. Doğrudan Trump ile görüşen Maduro’nun bunu kabul etmediği ancak önemli tavizler vermek istediği kamuoyuna yansıdı.
Bütün ve faktörlere rağmen ABD’nin Afganistan’da. Irak’ta ve Libya’daki gibi bir savaş stratejisi izlemesi son derece zor görünüyor. Kapsamlı bir savaşın sadece Venezuela için değil bütün Amerika kıtası için çok daha büyük krizlerin gündeme geleceği ve bunun da ABD’yi ciddi oradan etkileyeceği tahmin edilen bir durumdur. Aynı şekilde ABD kamuoyunun Venezuela’ya yönelik olası bir askeri operasyona karşı olduğuna dair çok sayıda anket yayınlandı. Bu nedenle ABD’nin öncelikli olarak Venezuela’yı denizden tam bir askeri ablukaya alarak tamamen izole etmeyi ve iç dinamikleri sarsarak kısmı bir hava operasyonu yapmasının daha mümkün olacağı belirtilmektedir.
Maduro Yönetiminin yozlaşmasına dair belirtiler
Chavez kanserdi ve öleceğini de biliyordu. Bu nedenle ölmeden kısa bir süre önce Maduro’yu başkan yardımcı olarak atadı ve kendisinden sonra başkan olacağını da açıklamıştı. Maduro, bir şoför ve aynı zamanda bir sendikacı. Chavez, Maduro’yu halkın içinde gelen biri olarak güven duyduğunu ve Bolivar Devrimini sürdüreceğine inandığını söylemiştir. Kısacası son derece güven duyduğu bir olarak, Venezuela halkının destek vermesini istemişti.
Chavez’den sonra devlet başkanı olan Maduro, Bolivar devriminin sürdürücüsü olacağına söz verdi. 2019’da Trump, Venezuela’ya ambargo kararı aldı. Biden iktidara geldikten sonra da ABD’nin Venezuela politikası değişmedi. Venezuela, ambargo baskısı altında ciddi düzeyde bir ekonomik kriz yaşadı. Toplumun bütün sosyal kesimleri ama özellikle Bolivar devriminin toplumsal tabanını oluşturan ‘yoksul’ halk bundan çok daha fazla eklendi. Maduro, ABD ambargosunu aşmak için Rusya, Çin, İran ve Türkiye gibi ülkelerle çok sıkı ilişkiler kurdu. Özellikle Venezuela altınlarını bu dört ülkeye satışı organize edildi. Ayrıca Latin Amerika’nın uyuşturucu kartelleriyle ilişkiler kuruldu. Kokain’in uluslararası alana pazarlamada Venezuela limanları kullandırıldı. Venezuela limanları, Kokain’in Ak Denize sınır ülkelere Kuzey Afrika’ya ya da Türkiye’nin limanlarına, bazen doğrudan Avrupa kıtasına taşımada kullanıldı. Bütün bu organizasyon Maduro’nun bilgisi dahilinde ordu güçleri özellikle Sahil Güvenlik birimleri tarafından hayata geçirildi. Bu nedenle Mudoru yönetiminin uyuşturucu trafiğine dahil olmasını ABD tarafından uygulanan ambargonun aşılmasının bir gerekçesi olarak sunulsa da bu tercihin esasen Bolivar Devriminin aşınmasına ve toplumsal tepkinin artmasına yol açtı.
ABD’nin bunu gerekçe göstererek Venezuela’ya yönelik bir askeri operasyon olasılığını gündemine alması da bir aldatmacadır. Çünkü Amerika katısındaki bütün uyuşturucu trafiği doğrudan CİA tarafından denetlenmektedir. Bu nedenle Trump yönetiminin Venezuela’ya yönelik saldırıları uyuşturucu ticareti değil, enerji kaynaklarının ve nadir elementlerin kontrol altına alınması ve Çin ile Rusya’nın Latin Amerika’da özellikle askeri olarak var olmalarının engellenmesi planıdır.
The Wall Street Journal: “Trump, Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro ve diktatörün Havana ve Moskova’daki destekçileriyle yüksek riskli bir hesaplaşmanın içinde. İki başkandan biri kaybedecek ve Maduro bir şekilde devrilemezse, bu Trump olacak” dedi. İzleyelim.
[1] “Resultado Básico del XIV Censo Nacional de Población y Vivienda 2011 (Mayo 2014)” (PDF). ine.gov.ve. p. 29. Archived from the orginal (PDF) on 5 August 2019. Retrieved 8 September 2014.
[2] “National Profiles”. Archived from the original on 13 October 2022. Retrieved 13 October 2022.
[3] “Annex tables” (PDF). World Urbanization Prospects: The 1999 Revision. United Nations. Archived (PDF) from the original on 28 August 2003. Retrieved 13 March 2007.
[4] https://www.imf.org/external/datamapper/NGDPD@WEO/VEN
[5] https://oec.world/en/profile/country/ven
[6] https://xpert.digital/tr/dunyanin-en-buyuk-petrol-rezervleri/
[7] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-46996914
[8] https://orinocorp.com/tr/venezuela-da-en-cok-cikarilan-mineraller/, https://www.aa.com.tr/tr/info/infografik/48653
[9] https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-47357402
[11] https://tr.euronews.com/2019/01/25/venezuela-nin-krizde-petrol-rezervlerini-rusya-ve-cin-e-acmasi-ne-kadar-etkili
