Güncel HaberlerMakaleler

ALİ CANDAN : COLANİ-ABDİ ANLAŞMASI BOZULDU, NE YAPIMALI ?


11 Mart’ta Mazlum Abdi ve Colani, Yeni Suriye’nin Birlikte Oluşturulması’nın Ön Anlaşmasını İmzaladılar. Bu Anlaşma, dünyada olumlu yankılandı. Rojava yönetiminin uluslararası toplum nezdinde resmiyet ve meşru statü kazanmasını yarattı. Kürt halkı ve kamuoyu bu anlaşmaya pozitif yönleriyle baktı. Yine haklı nedenlere dayalı, sorgulayıcı, yerinde, farklı, ayrıntılı bir bakış açısı ve yapıcı eleştiriler temelinde yaklaşımlar da geliştirildi. Bu gerçekçi eleştiriler anlaşmadaki tehlikeleri, tuzakları gösteren ve uyaran değerli analizler de sürece katkı sundular. Bir kaç gündür bu anlaşma üzerine gerçekleştirilen tartışma, yorum, analizleri takip ediyor. Rojavalı yetkililerin görsel yazılı basın medyada yer alan açıklama, röportajlarını ve Colani’nin Anlaşmayı ihlali anlamına gelen Anayasayı onaylamasını takip ediyor ve tartışmaları izlemeye çalışıyorum.

 

Colani, Mazlum Abdi’yle birlikte imzaladığı çerçeve anlaşmanın henüz imzasının mürekkebi kurumadan “Suriye’nin adı Suriye Arap Cumhuriyeti’dir” yazılı Şeriat referanslı Anayasa’yı kabul ederek anlaşmayı ihlal etti. Suriye Demokratik Güçleri (SDG)de, Suriye hükümetiyle yapılan son anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle, önerilen Şeriat temelli Suriye geçiş anayasasını resmen reddetti. Her parça kendi seçimini yapmakta ve kendi yolunu çizmekte elbetteki özgürdür. Kürt halkına, kamuoyuna ve Kürt Aydınlarına düşen Ulusal çıkarlar temelinde doğru gördüklerini yanlış ve tehlikeli bulduklarını kardeşlerine söylemektir. Kardeşlerini doğruya yönlendirmek yanlıştan ve tehlikelerden uzak tutacak tavsiyesiyelerde bulunmaktır.

 

Rojava, Kuzey’in Hatalarına Düşmemelidir

 

Rojava, Kuzeyin düştüğü hatalara kesinlikle düşmemelidir. Kuzey’de daha yeni vazgeçilen bu temel hatalar, Eğer Rojava’da ısrarla denenirse korkarım ki, Rojava’nın sonu da çokta uzak olmayan yakın bir gelecekte çok daha feci olacaktır. Çünkü Şêriat yasalarıyla yönetilen Suriye Arap Devleti. Türkiye’nin bu değişim karşısında taşlasmış haliyle bile, kıyas kabul edilmez derecede ilkeldir. Kuzey Kürt halkı ve hareketinin en temel hatası, hilaha olağanüstü derecede çok yüksek bir anlam ve değer atfededilmesi, Silahın sorunun çözüm gücü ve garantörü olduğu yanılgı ve yanılsamasını uzun sure, 1990 dan sonra 35 yıl yaşaması ve surdürmesiydi.

 

Siyasi ve Diplomatik Kazanımlar En Büyük Zaferdir

 

Oysa silahın rolünü kısa bir süre oynamasından sonra. Siyasal bir çözüme ulaşma, devlet ve hukuk dışı bir örgüt, yapı ve güç olmaktan çıkmayı başarmak gerekirdi. Silahın geçici bir garantorlügü, zaferi vardır. Kalıcı olan siyasetin zaferidir. Akılcı bir siyaset ve Uluslararası toplumla ortaklaşan meşru ve gercekçi amaçlar edinmek. Silahtan çok daha güçlü koruyucu bir kalkandır. Ulus devletler dunyasında yaşıyoruz. Yani Ulusal varlığına kurumsal güvence sağlamayı amaçlayan bir siyasal strateji izleyerek sonuç alabilirsin. Bu bağımsızlığı amaçlayan federasyon, federal sistem veya özerk otonom bir yönetim gücü elde etmek. Amacına doğru sağlam ve emin adımlarla yürümek demektir.

 

Amaçlar doğrultusunda gizli ve açık ajanda ve anlaşmalar her zaman olabilir. Bu bu amacı hayata geçirmek için her adımı bilinçli, özgüven dolu bir şekilde birer birer atmak gerekiyor. Ayrıca bu amaç için Kürtler arası birlik ve Uluslararası alanda da incelikle örülmüş bir diplomasi ağı geliştirilmelidir. Rojava da hiç mübalağasız bir şekilde bu kurtuluş yolunun en önemli en zor kısmı geçmiştir. Rojava’nın geniş ve etkin bir diplomasi ağıda vardır. 11 Mart’ta Abdi ve Colani arasında atılan imzalar. Uluslararası toplumda da bu meşruiyeti perçinleyecek dikişleri atarak sağlamlastırmıştır. Kürtler arası ittifakta epeyi illerlemiş durumdadır. Şimdi yapılacak bir tek şey kalıyor. Kürtler arası birliği tamamlayıp konsensüs halinde. Ortak bir karar alarak. Rojava’nın iradi temsiliyetini elinde bulunduran yönetimin. Büyük bir cesaret örneği sergileyerek kamuoyunun karşisına çıkıp. Bir milyonluk Dürzi halkı gibi bizde artık Şeriat hukuku ile yönetilecek bir Suriye Arap Devleti ile yaşayamayız. Bu nedenle Federasyon veya Özerklik taleplerini tüm dünyaya ilan etmelidirler. Bu ilanı çokta geciktirmemeleri gerekir. Dünya Kürtleri anlayacak ve Kürtlere destek olacaktır. Bu tarihi bir fırsat olarak görülmeli ve değerlendirilmelidir.

 

Hiç kimse Alternatifsiz ve Vazgeçilmez Değildir.

 

Colani daha önce Suriye’yi oluşturan hiç bir örgütlü etnik, dini inanç ve mezhep kesimini dahil etmeden, tek taraflı bir biçimde Kurucu Meclisi oluşturdu  ve Anayasa Komisyonunu kurdu. Bu komisyon adeta jet hızıyla çalışıp nurtopu gibi bir Şeriat referanslı Anayasa doğurdu. Yarın Colani biraz daha güçlendiğinde Mazlum Abdi ile birlikte attığı imzayı’da tanımayacak, “ne hakkı, Şeriat yasaları dışında hiç kimseye hak yok” diyecek. Suriye’nin bir Demokratik Hukuk Devleti olması Colani ve onun gibi kökten dinci ekibiyle mümkün değildir.

 

Demokratik bir Anayasa hazırlanması süreci tüm toplumsal kesimlerin, farklılıkların, aidiyetlerin, inançların, kimliklerin, cinsiyetlerin içinde yer alarak. Temsiliyetlerini en yüksek düzeyde bulmasıyla debi düzeyi yani toplumsal rıza ve kabul düzeyi en yüksek olan, Demokratik, çağcıl hukuk ilkeleri ve Esaslarını esas ve referans alan bir Anayasa’nın hazırlanması, Ancak ve ancak üzerine çokça tartışılacak ve yılları alacak bir süreç olması gerekirdi. Fakat biir ayda tek taraflı bir dayatmayla oluşturulmuş. Suriye’nin zengin etnik, dini, inanç ve mezhepsel yapısına, farklılıklarına ve aidiyetlerine uymayan, İslam referanslı, Yeni Suriye Anayasasını kendisine paket halinde teslim edenlerin isteği üzerine, Colani’de bu doğmatik metinleri alıp hızla onaylayarak yürürlüğe koydu. “Beş yıl boyunca bu Anayasa yürürlükte kalacaktır o kadar” dedi. Yeni Şêr-i Suriye Arap Cumhuriyeti'” de Başkanlık Sistemi ile emir ve yasaklarla tıpkı bir tımarhane gibi yönetilecektir.

 

Şeriat Anayasası Çözüm Olamaz

 

Bu Anayasa Suriye’nin Kürt, Arap, halkları, azınlıkları. Alevi, Hıristiyan, Êzdi, Dürzi ve Sünni inançları başta olmak üzere. Tüm etnik ve dinsel, mezhepsel farklılıklarına adeta bir deli gömleği giydirmekten farksızdır. Bu Anayasa, 11 Mart’ta imzalanan Anlaşma’nın ruhuna ve birinci maddesi başta olmak üzere baştan sona tüm maddelerine aykırı ve ters bir adımdır. Bu Anayasa, Suriye halklarını ve farklılıklarını değirmen taşındaki buğday taneleri gibi ezmekten başka hiç bir amaca hizmet etmeyecektir. Suriye’nin zengin, çoğulcu yapısına ve farklılıklarına daha çok fazla anlaşmazlık ve çatışmalar yaşatacaktır.

 

Suriye sunni İslam Şeriat’ı Yasalarını. Türkiye’de 12 Eylük Cuntası’nın Cezaevlerinde uyguladığı “Karıştır, Barıştır” vahşet, baskı ve sindirme politikalarıyla süsleyerek. Suriye halkları ve inanç topluluklarının iradeleri, kimlik ve farklılıklarını bu Anayasa ile önümüzdeki beş yıl boyunca un ufak ederek eriteceklerini düşünen bu karanlık zihniyettin. Yani Colani’nin ve akıl hocası efendilerinin planı budur. Rojava’nın ve Suriye halklarının bu planı kabul etmesi, kendi idam iplerini kendi elleriyle çekmelerinden farksızdır. Işte bu mümkün değildir. Ben yaptım oldu anlayışı Sunni İslam Şeriat’ı Anayasa’sı, Suriye’nin halklarına bölünmenin dayatılmasından başka hiç bir şey değildir. Bu Anayasa’nın erken ilanı da çok hayırlıdır. Kürtler ve diğer tüm etnik ve inanç temelli azınlıklar da, Dürziler gibi kendi yolunu kendileri belirleyeceklerdir.

 

Cehennem Yolu İyi Niyet Taşlarıyla Döşelidir

 

Rojava’da Kürtler artık Çerçeve Anlaşmaya attıkları imza ile Suriye’nin içindeki halkların, inançların nezdinde ve tüm dünyada en meşru, makul ve yasal bir güç haline geldi. Rojava gerçek bir rızalık ve kabul temsiliyetine sahip bir konumda bulunmasından dolayı, öncelikle müttefiklerine bu dayatmacı yaklaşımı reddettiğini bildirmeli. Uluslararası toplumla ortaklaşmalı. Yeni gevşek Federal bir Suriye oluşturmak için hareket etmelidir. Bunun dışında hiç kimsenin bu deli gömleğini giyme teklifini kesinlikle kabul etmemelidirler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir