AnalizGüncel Haberler

KÜRESAM ANALİZ : YARGITAY BAŞSAVCISI : HDP’NİN KAPATILMASI İÇİN SÜRECİ BAŞLATTI


Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırıldığı, partilerin kapatılması davalarının açıldığı, muhalefetin farklı politik kesimlerine yönelik kapsamlı saldırıların yapıldığı bugünkü dönemin adı ‘Sivil Darbe’ olarak tanımlanacaktır. Muhalefeti etkisizleştirme ya da tasfiye etme girişimi politik krize uluslararası bir boyut kazandıracaktır. Bu yönelim sadece muhalefet güçlerini değil esasen toplumun bütün kesimlerini doğrudan etkileyecek çatışmalı bir ortamın gelişmesine yol açacağı açıktır.

15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişiminin merkezinde olan yerlerden biri de Parlamentoydu. Milletvekilleri gece yarısı, darbeciler tarafından bombalanan parlamentoya giderek, darbeye karşı tam demokrasi dediler. Gülen cemaati merkezli darbecilere karşı o dönem parlamentoda bulunan AKP, CHP, MHP VE HDP ortak tutum aldılar, demokrasiye karşı girişilen darbe girişimine karşı ortak bildiri yayınladılar.  5 yıl önce darbecilere karşı ortak tutum alan bu parlamento, ne yazık ki bugün kendi içerisinde muhalefete karşı fiili bir darbe yapmaya başladı. Halkın özür iradesiyle seçip parlamentoya gönderdiği vekillerin dokunulmazlıkları kaldırılarak tutuklanmaya başlandılar.   Nazi Almanyasında, Franko İspanyasında bilinen bu tarihi kötü örnekler bugün ülkemizde yaşanıyor.

  • İçerisinde HDP eski ve yeni eş başkanlarının, yeni ve eski milletvekillerinin, belediye başkanlarının, parti yöneticilerinin bulunduğu en az 680 kişi yargılanacak.
  •  
  • HDP’nin kapatılması için Yargıtay Başsavcısı Anayasa Mahkemesine başvuruyu yaptı. Bunun HDP ile sınırlı kalacağını düşünmek saflık olur.
  • HDP’nin Kocaeli milletvekili Ömer Faruk GERGERLİOĞLU’nun dokunulmazlığı kaldırıldı. Diğer partilere yönelik baskı politikalarının sistemli hale getirilmesi için diğer partilerin milletvekilleri hakkında da fezlekelere işlerlik kazandırılması kimseye sürpriz gelmemelidir. Amaç totaliter sistemin daha üst düzeyde merkezileştirmektir.
  • İstanbul ve Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlarının yetkileri sınırlandırıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Demokratik Eylem Planı’nı açıklamıştı. Bir anda demokratikleşmenin çıtasını yükseltileceğine dair yaptığı değerlendirmelerin tersine işlediği anlaşılıyor. Demokratikleşme olarak anlatılanların aslında ‘anti demokratik’ sürecin pekiştirilmesi anlamını taşıdığını öğrenmiş bulunuyoruz

Türkiye’yi yöneten MHP, sistemin politik temsilcisi Bahçeli, bir ay önce Yargıtay Başsavcısına “HDP’nin kapatılması için verdiği talimat” bugün itibarıyla yerine getirildi. HDP’nin kapatılmasına dair iddianame jet hızıyla hazırlandı ve Anayasa Mahkemesine gönderildi. Tahmin edilenden çok hızlı bir şekilde iddianamenin hazırlanmış olması, sürecin yeni değil uzun bir süre önce başlatıldığı anlaşılıyor.

HDP’nin kapatılmasına yönelik başlayan süreç, sanıldığından çok daha derin ve kapsamlı bir politik stratejinin parçasıdır. Ancak sistemin iç dinamiklerinde istikrar sağlanması hedeflenirken bu anti demokratik uygulama tersine hem iç politik istikrarsızlığın artmasına hem de uluslararası alanda ciddi oranda tepki almasına ve izole olmasına yol açacaktır.

HDP Ne Yapmalıdır:

Öncelikli olarak bu süreci politik olarak çok iyi işlemelidir. Toplumun bütün sosyal katmanlarına iyi anlatmalıdır. Dava sürecini bir savunmaya değil tam da sistemin yargılanmasına biçimine dönüştürmelidir. HDP seçmeninin politik duyarlılığını en üst seviyeye çıkartacak ve demokratik tepkisini gösterecek hareket planı çıkartmalıdır.

Türkiye’nin bütün demokrasi güçlerini ve toplumsal güçlerini harekete geçirecek kampanyalar başlatılmalıdır.

Uluslararası ilişkilerde diplomasiyi ve politik kampanyayı organize edecek çok iyi örgütleme yaratmalıdır. Küresel çaptaki uluslar arası  kurumların açıklama yapmasının sağlanmasının ötesinde Ankara üzerinde diplomatik-politik baskıyı oluşturması için girişimlerde bulunmalıdırlar.

Davanın Anayasa Mahkemesinde görülmeye başlandığı andan itibaren doğrudan davayı izlemek üzere BM temsilcileri, ABD Kongresinin, Brüksel-Strasbourg merkezli Avrupa Parlamentosunda, tek tek ülke parlamentolarında AİHM’te temsilcilerin güçlü katılımı sağlanmalıdır.

HDP’nin kapatılmasıyla esasen kaybeden Türkiye olacaktır.