Haber Türk’ün ve gazetecilerin sıradan basit sorularıyla bile AKP tabanını dahi ikna edemeyen Soylu’ya bugün Bahçeli çıkıp açıkça sahip çıktı. Bahçeli Sedat Peker’e ağır sözlerle yüklendi. Şu ana kadar Soylu’ya AKP açıkça sahip çıkmış değil. Soylu ve Peker üzerinden gündem kızışıyor. Bu hafta Peker, Soylu-Ağar ve Bahçeli kavgası nasıl seyredecek. AKP, bu kavgaya Bahçeli’nin yanında girecek mi yoksa küçük ortağı ve ortağının kirli bagaj yükünü daha fazla taşımamak için sessiz kalıp böylece bir yol ayrımına mı gidecek.
Peker’in 7. Videosundan sonra yaşanan gelişmeler gösteriyor ki Sedat Peker olayı her ne kadar Mehmet Ağar ve onun arkasında olduğu iddia edilen Pelikancılar, Albayrak kardeşlerle başlamış olsa da Soylu’nun adı geçmediği halde Peker’e hakaret içerikli açıklamaları çatışmanın boyutunu değiştirdi. Soylu’nun “eşinin iç çamaşırlarının arkasına saklanıyor” gibi Peker’e yönelik ağır hakaret etmesi, çatışmanın kişiselleştiği görüntüsü yarattı. Ancak, mesele iki kişi arasındaki ‘onur’ çatışması olmayın esasen devlet içerisindeki güç gruplarının açık bir rekabeti olduğu açıktır.
Bahçeli kendi safını çok açık olarak belirledi. Bugün Peker’i çok açık olarak tehdit etti: «Herkesi uyarıyorum. Hedef Türkiye’dir, hedef birliğimizdir. Hedefin Türkiye olduğu bir tezgâh kurulmuştur. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı’nın boynuna tasma geçiremeyecek. Buna da hiçbir alçağın gücü ve nefesi yetmeyecek.” Böylece bir anlamda Sedat Peker’in ifşalarını MHP-ülkücü hareket, mafya, derin devlet üçgeninin bir iç hesaplaşması boyutuna çıkaran fitili ateşledi. Bahçeli’nin Soylu’yu koruyan açıklamalarındaki mesajın bir tarafını da Erdoğan’dır. Peker’in açıklamaları Türkiye’nin iç dinamiklerinde devletin bir kanadı dahil olmak üzere ülkücü-çete ilişkilerinin deşifre edilmesiyle ABD-NATO-AB ilişkilerini ciddi olarak etkileyecektir. Soylu’nun da Haber Türk’teki programında, ABD’nin Türkiye’nin içini karıştırmak istediğini belirtmesi özellikle Erdoğan-Biden görüşmesinin dinamitlenmesi anlamına geliyor. Ayrıca Peker’in yaptığı açıklamalar CİA’nın ilgisini çektiği ve bir biçimiyle ilişkiler kurduklarını söylemek yanlış olmayacak.
Bahçeli, açıklamasıyla Soylu’ya açık bir destek verdi. Buna karşılık AKP ve Erdoğan’ın bundan rahatsız olmadığı anlaşılıyor. Çünkü bu düzeyde kapsamlı gelişmeler yaşanmasına rağmen Soyluya açıkça sahip çıkmadı. Peki bundan sonra ne olacak. Kamuoyunun açıkça ve gazetecilerin dün gece Haber Türk’te yüzüne karşı “istifa et iddialar araştırılsın dediği Soylu belki de bugün çok daha fazla yıpranmadan istifa etme şansını kaybedecek. Ağır itham ve suçlamalara maruz kalarak istifa etmek zorunda kalabilir. Ancak Bahçeli’nin yaptığı açıklamalar Erdoğan ve AKP’nın geri adım atmasını ve zorunlu olarak Soylu’nun yanında durduklarına dair bir kısım açıklamaların yapılması da pek ala mümkündür. Ancak Erdoğan yarın grup toplantısında Soylu’yu destekleyen, Peker’i hedefleyen açıklamalar; mevcut krizin aşılmasını sağlamaz.
Devlet içerisindeki çatışmanın iç politik ilişkiler kadar uluslararası boyutu da oldukça önem arz ediyor. Çünkü küresel çaptaki uyuşturucu ticareti üzerinde ülke ekonomisini toparlanmasına izin verilmeyeceği açığa çıktı. Bu nedenle Ağar ekibinin tasfiyesi en azında bu dönemden sonra etkisizleştirilmesi artık gündeme gelecektir. Bir bakıma diyet Ağar’a ve ekibine yüklenilmesi sürpriz olmaz. Türkiye’nin uyuşturucu dağıtım merkezi olarak kullanılmasına ve böylelikle bir yıl içerisinde ülke ekonomisinin toparlanılmasına izin verilmemesi iç politik krizin derinleşmesini hızlandıracaktır. Bu süreç AKP’nin politik geleceğini belirlemede önemli bir dönemeç olacaktır. Önümüzdeki süreç ciddi gelişmeler yaşanacaktır.