Güncel HaberlerMakaleler

ALİ CANDAN: DOĞRU YOLDA İLERLEMEK VE HDP’NİN İTTİFAK HATASI


Sîrâtil müstakim Arapça doğru yol; siyaset yürünen yol demektir. İslami terminolojide sîratil müstakim yani doğru yol. “Orta yol” Allah’ın razı olduğu yol. Güncel politikada, siyaset; doğru yolda yürüme ve çözüm gücü olabilme sanatıdır. Bu da dosdoğru bir yol bulmayı gerektirir. Öyle ki bu yol halkı açlıktan, işsizlikten, sefaletten, zulümden, baskıdan, işkence, hakaret, aşağılanma ve katliamlara uğramaktan kurtarsın. Bu doğrultuda siyaset kurumu ve siyasetçilerin akl-î selim davranmaları, kendilerine rağmen, nefislerini çiğneyerek sorunları kişiselleştirmeden çözmeyi becermeleri, çözemeyince siyaseti bırakmaları, istifa etmeleri gerekir.

Siyasetin  temel özelliği halkı, ülkeyi tehlikelerden korumak, kollamak kurtarmak. Halkın refah, özgürlük ve mutluluk seviyesini yükseltmek için yapılır. Bu olmadığı ve başarılamadığı noktada dünyanın her yerinde siyasetçi istifa eder. Türkiye de ise; ister Kürt olsun, ister Türk olsun fark etmez. Kendi iradeleriyle istifa eden sayısı oldukça azdır. Sabahtan akşama kadar demokrasiyi ağzından düşürmeyen siyasetçiler, başarılı olamayınca her nedense istifa denen bir müesseseni varlığını bile akıllarına getirmezler. Ölene kadar oturdukları koltuklardan inmez. Tutturdukları yolun yol olmadığını zinhar kabul etmez ve görmek istemezler. Kimseye edemiyorsan kendine edebil sözü bir yaşam ilkesidir. Beşer şaşar, kendi putunu kendisi yapar kendisi tapar. İşte topyekûn Türkiye siyaseti ve siyasetçisinin durumu bu özdeyişte gizlidir. Kendi kendilerine ediyor yine kendileri buluyorlar. Siyasetçi ve yöneticilerin kendi düşünsel yaratımları, inanç ve ütopyaları var. Ama bu ülkedeki gerçekler dünyası apayrı ve bambaşkadır.

HDP yerel seçimlerde AKP-MHP’ye karşı CHP, İYİ PARTİ adayı İmamoğlu’na oy verdi ve destekledi. Akabinde CHP, İYİ PARTİ kurdukları 6’lı masaya HDP’yi almadı. Onların deyimiyle HDP 6’lı masanın altında da yok üstünde de. İP’ Başkanı Meral Akşener “HDP’nin olduğu masada zaten olmam” diyor. Bazıları hala bu durum karşısında kafasını devekuşu misali kuma gömerek açık, somut hiçbir bağlayıcı söz, metin ve partiler arası mutabakat olmadan gerçekler karşısında kör, sağır ve dilsizi oynamaya devam ediyor. Ana, yavru muhalefet ve iktidarın ret ve inkârcı tavrından sonra HDP sol ve sosyalistler ile “Emek ve Özgürlük İttifakı’nı” kurdu. 3. İttifak bir asırdır Türkiye’de halkalaşamayan, halka inemeyen ideolojik Sol’un, Kürt halkını hamal haline getirerek, Kürt halkının sırtında Kürt halkına yüzde yüz yabancı Türk solcularının Parlamentoya Milletvekili olarak taşınması, HDP’ye yönetici olarak atanmasından başka bir anlamı ve zerre bir fayda ya da katkısı yok. Kelin tarağı olsa başını tarar misali. Bu yöntemle HDP’de tıpkı Türk solu gibi bir asır geçse de Türk halkına inemez ve bu yolda hiçbir ilerleme sağlayamaz. Gerçekler acıdır. 3. İttifak, Kürtlerden aldığı oy dışında Türk halkından en fazla %1 oy alarak Kürt ve Türk halklarının derdine derman olamaz. Kürtler bu seçimde güçlü bir ittifak içinde yer almalı ya da Türk halkının geneline hitap ederek oyların önemli bir kesimini alabilmeli. Türkiye’de demokrat ve Kürtleri kardeş kabul eden bir siyasi ittifak yok. Bu durumda HDP ilkeli, başı dik ve saygın bir duruşa sahip politik bir strateji belirleyerek Kürt halkını esas almalı. Bu yönlü güncel, uzun vadeli bir siyaset yürütülmelidir.

HDP’de bu ülkede ki en dürüst, en demokratik ve en doğru siyaset sahibi parti olarak, kendi doğrularını değişmez birer ahit, ayet ve doğma olarak görüp dayatmamalı ve anlışlarını gerçekçi temelde ele alıp düzeltmelidir. Kendi tabanının çıkarlarını gözeten, somut sorunlara somut doğru çözümler bulmalı ve uygulamalıdır. Halkların kardeşliği, Türkiye geneline demokrasi, ideolojik birlikler bu vb söylemler, donuk ve değişmez politikalar mevcut Türkiye siyasetinde kaybettiriyor. Türkiye’de mevcut iktidar ve muhalefet demokratik bir zihniyete, düşünce, inanç ve kafa yapısına sahip değil. Türkiye siyasi partileri ayrımsız iktidarı ve muhalefeti gerçek demokrasiyi, demokratik, eşit, adil ve özgürlükçü bir düzeni istemiyor. Kürtleri değil kardeş, Kürt olarak bile kabul etmiyorlar.

Bu konjonktürde Türkiye’de demokrasi, kardeşlik vb siyaseti yürütmek, sloganları atmak, nafile namazları kılmak misali gibi iç boş, duvara çarpan, anlamsız sözcüklerden ibarettir. Dolayısıyla gerçek dışı taleplerde ısrar edilmemelidir. Kürtlerin ve etnik azınlıkların ulusal ve kültürel hakları, Alevilerin ve dini azınlıkların inanç özgürlükleri, yani doğuştan kaynaklı ve devredilemez haklarını temel içerik kabul eden, bu temelde eşitlik, özgürlük ve demokratik hakları gerçekten kabul eden güçlerle birlikte  olmak en doğru taktik politikadır. Yeni, yaratıcı, zamana, zemine ve koşullara uygun söz, karar ve pratik adımlar atılmasının tam zamanıdır. Değişmeyen, değişime karşı direnenler aşılır.

HDP, ezici çoğunluğuyla topyekûn bir biçimde halkı, iktidar ve muhalefetiyle demokrasi istemeyen, demokratikleşmeye sözde değil özde karşı olan, Türk halkına rağmen Türkiye’ye demokrasi getireceğim diyorsa duvara karşı yürüyor. Bu tutumuyla da maalesef gerçekler dünyasından kopuyor. Gerçekler karşısında taş kesilmiş bir halde orta yerde duruyor demektir. Defalarca denenmiş ve hiç tutmamış ideolojik marjinal Türkiye solu ile tekrar havanda su dövmek ne anlama geliyor. HDP’nin bu şekildeki varlığı karşıtının ömrünü uzatma gerekçesine dönüşmüş halde maalesef bu gerçeği bile bile göremiyor. Türk halkından kopuk bir yapı ile ittifak kurarak merkezden ve çokça ulaşmak istediği Türk halkından yani doğru yol’dan, sîratil müstakimden ayrılıyor.

Biz Kürtlere lazım olan Türkiye’de %1 bile oy almayan sol, sosyalist ittifak değil, bölgemizde güçlü bir Kürdistan’i ittifaktır. Türkiye’de ise kendi oy oranımıza göre iktidar veya muhalefet fark etmez her iki bloktan birinden desteğimiz karşılığı ne elde edebilirimin pazarlığını yapmak ve en yüksek hak talebimizi karşılayan taraf ile birlikte açık ve aleni bir şekilde yürümektir. Muhalefete etnik kimlik, dil, kültür ve yerel yönetimlerde özerklik ve Aleviler başta olmak üzere inanç özgürlüğü için asgari düzeyde bir garanti talebinde bulunarak bu garantiyi elde etmek bu olmazsa bu garantiyi iktidar ittifakından almak için çalışmak gerekiyor. Realist politika budur. Öteki 3. İttifak havanda su dövmek, karanlığa kurşun sıkmak, duvara karşı yürümek, daha önce olduğu gibi ulu solcu ve ergenekon’cuların oyununa gelmektir. Türkiye’de halk ezici çoğunlukla sağcıdır. Solcu bir halk gerçekliği yoktur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir