Makaleler

ALİ CANDAN-HDP’DEN UZAK DURAN MUHALEFET; İKTİDAR OLABİLİR Mİ?


HDP, Türkiye’nin gündem belirleyici partisi olmaya devam ediyor. Ülkede hangi temel gündem maddeleri aktüel ise, iktidar ve muhalefet partilerinin dilinde, basın, yayın ve TV’lerinde o gündem maddesiyle ilgili vurun abalıya misali, eleştiri oklarının hedefinde HDP ve Kürtler bulunuyor. İlginçtir, İktidarın büyük- minik ortakları ile ana-yavru muhalefet ortakları hemen her konuda birbiriyle karşıt, uzlaşmaz konumda olsalar da konu Kürtler, HDP ve demokrasi güçleri olunca anlaşmazlıkları ortadan kalkıyor ve koşulsuz bir araya geliyor. Gerektiğinde ortak deklarasyonlar yayınlayabiliyorlar.   

 

Gündem Suriye’de IŞİD’e karşı savaşarak zafer kazanan Rojava halkı ve özerk yönetimi olunca, ilk açıklama ‘HDP terörün destekçisi’ vurun abalıya. Irak Kürdistan sınırlarında operasyon mu yapılıyor? “HDP bölücü örgüt yandaşı. 24 Nisan Ermeni katliamını ABD Başkanı Biden soykırım ilan etmeden önce HDP rutin olarak bugünü soykırım  açıklaması yapınca bu kez “önce HDP soykırım dedi. Biden’a yolu gösterdi. Ardından Biden o yola girip 24 Nisan’ı soykırım ilan etti. Emperyalizmin uşağı, içimizdeki hain HDP.” İktidarın bu söylemleri üzerine ana ve yavru Muhalefet lideri Meral Akşener, iktidardan daha fazla HDP düşmanı, kraldan daha çok kralcı kesiliyor. “Allah HDP ve yandaşlarının belasını versin” diyor. CHP, HDP’nin soykırım tanımlamasını “emperyalizmin yandaşı ezik siyaset” diye tanımlayıp hakaret ediyor. Tabi HDP tüm bu açıklamalara aynı sertlikte cevap veriyor.

 

Muhalefetin iktidarı eleştirmesinden daha doğal bir şey olamaz. Bu tüm dünyada böyledir.  Tuhaf olan da Türkiye’de muhalefetin iktidarla birlik olup başka bir muhalefet partisini eleştirmesidir. Hatta işi o kadar illeri götürüyor izansız, ırkçı ve kafatasçı bir boyuta vardırıyorlar ki muhalefet partileri de birbirine giriyor. Öyle ki, bu durumdan tek karlı çıkanda, ülkeyi çöken ekonomi nedeniyle yönetemez duruma gelen iktidar ortakları oluyor. Ülkedeki gerçek gündemde havanda su dövme seanslarına dönüşen bu yapay gündemler arasında kayboluyor. Atı alan iktidar ortakları Üsküdar’ı geçiyor. Artlarından kavgalı muhalefete de nal toplamak düşüyor.

 

Türkiye’de mevcut muhalefetin HDP ile Kürt meselesine iktidar ile aynı bakış açısına sahipler, aralarında niteliksel hiçbir fark bulunmuyor. Bu konuda iktidarın yedeği olma pozisyonları değişmedikçe, AKP ve Erdoğan daha çok seçim kazanır. Kimse AKP’nin olası bir erken ya da zamanında gerçekleştirilecek bir seçimi kazanma şansı yok demesin. Ben somut durumun somut tahlilinden yola çıkarak bu ülkede AKP ve MHP’nin seçim kazanma şansı var ve bu şans bu koşullarda hiçte küçümsenemez durumda diyorum. Bundaki kastım şu; bugün yıpranmış bir iktidar var. Özellikle bölgesel ilişkilerde ve ekonomide tam bir  öküş yaşanıyor. Toplumsal dinamiğini kaybetme koşulları oluşmuş. Ancak bu sorunlara rağmen değişim kendiliğinden olmaz. Bunu örgütleyecek güçlü, ortak hareket eden bir muhalefetin olması ve toplumunda bunlara güvenmesi gerekiyor.  İşte sorun tam da buradadır. HDP ve Kürtler üzerinden sosyo-politik-toplum mühendisliği yapan iktidar, muhalefet denilen diğer partileri kendisine yedeklemeyi başarıyor.  

 

İktidar bloku istediği anda muhalefet partilerinin arasına HDP ve Kürt meselesini tıpkı zehirli bir kama misali sokup muhalefeti etkisizleştirebiliyor. Bunu eski askeri vesayet sisteminin yöntemlerini, hassasiyetlerini kullanarak yapıyor. CHP-İYİ partinin ırkçı, Türkçü ve kafatasçı zihin kodlarını, zaaf ve zayıflıklarını çok iyi biliyor. Nerede, ne zaman, neye karşı, nasıl bir tepki vereceklerini bildiği için nasırlarına basarak onları harekete geçiriyor. Sonuç iktidarı değiştirme iddiasında olan muhalefet yamalı bohça gibi dağınık. Böyle bir muhalefet ne iktidarı devirebilir ne de iktidara gelebilir.  

 

İktidarın politik kimliği çok net. Üzerinde yorum yapmaya dahi gerek yok. Ancak bu ülkede esasen temel demokratik ilkelerde, insan hak ve hürriyetleri meselesinde uzlaşmış, demokrasiyi ve demokrasi değerlerini içselleştirmiş bir muhalefet sorunu var. Bu sorun çözüldüğünde iktidarı demokratik siyaset içerisinde değiştirmek sanıldığından çok daha kolay olacaktır. Bu bakımdan ülkenin sorunu iktidar değil nasıl bir muhalefetin olduğudur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir