Güncel HaberlerMakaleler

ALİ CANDAN : YÜKSELEN KÜRESEL SAVAŞTA KAZANMANIN VE KAYBETMENİN ZAMANI


7 Ekim 2023’ten bu yana süren Hamas-İsrail savaşı, giderek Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’a da sıçradı. İsrail’in Suriye’de İran Konsolosluğunu vurması ve 2 İran General’inin bu saldırıda ölmesi üzerine İran’ın İsrail’e mütekabiliyet ilkesi gereği 100 adet füze, 200 adet iha ve dronlarla bir misilleme gerçekleştirdi. Bu saldırıa kullanılan füze, dron ve İHA’ların %97’si daha havadayken ABD, İngiltere ve Fransa tarafından imha edildiği duyuruldu. Hemen akabinde İsrail’in İran’ın İsfahan kentine yönelik gerçekleştirdiği ve hala iki taraftan yapılan tezat açıklamalarla ayrıntıları tam olarak netleşmeyen misilleme saldırısı tüm dünyada ve kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. İlginç bir biçimde 7 Ekim saldırılarından bu yana adeta açık çek verilerek desteklenen, İsrail ve Netenyahu yönetimi ABD ve Batılı müttefikleri tarafından İran’a karşı misillemede bulunmasını desteklenmediği gibi engellendi. Bu nedenle ortaya İsrail’in böyle bir misilleme muamması çıktı.

 

ABD, AB ve Batı İttifakı’nın İsrail’in İran’a karşı gerginliği arttırıp tırmandırarak savaşa dönüştürmesi stratejisine destek vermemesi. İsrail’i böyle bir durumda ısrar etmesi halinde yalnız bırakacaklarını göstererek, bu gerçeği Netenyahu hükümetine hissettirdiler. İsrail’in 7 Ekim’den bu yana ilk kez tekrar ABD’nin kontrolüne geçmesine yol açtı. İsrail İran ile tek başına yürüteceği bir savaşta kazanacağından emin olmadığı için gardını düşürdü. Nitekim İsrail ,7 Ekim’den bu yana ABD, AB ve İngiltere’den aldığı sınırsız desteğe rağmen öldürdüğü 35 bin kadın, çocuk, yaşlı, yaraladığı 75 bin sivil Filistinli ve taş üstünde taş bırakmadığı Gazze’de hala Hamas’ı bitirebilmiş değil. İsrail,  İran ve bölgede ki Lübnan, Suriye, Irak, Yemen’e kadar yayılan İran’ın vekil güçleri ile ABD ve Batı’nın kesin ve her açıdan tam desteklerini almadan girişeceği bir savaşı kazanmasının mümkün olmayacağını biliyor.

 

90 milyonluk İran nüfusu, vekil güçlerle birleşince İsrail’in 10 milyonluk nüfusunun 10 katı ve savaşın insan unsurlarıyla yürütüldüğü gerçeği göz önüne alınırsa 160 bin asker sayısına sahip İsrail Ordusu karşısında mutlak bir zaferden bahsedilmesi mümkün değil. Ayrıca İran’ın sadece vekil güçlerinin sayısı İsrail Ordusu’nun iki katıdır. İran Ordusu ise, İsrail ordusundan sayıca 4 kat fazladır. Evet teknik donanım olarak İsrail Ordusu üstündür. Ama İsrail’in tek başına aynı anda sürekli bir şekilde Suriye, Lübnan, Irak, İran ve Yemen’den gelecek saldırılara, savaşçılara karşı koyabilecek askeri gücü, kapasitesi ve yeterliliği sınırlı. Bu gerçeği ABD ve Batı çok iyi biliyor. Bu nedenle Netenyahu ve aşırı sağ ve dinci yönetiminin tüm kışkırtmalarına, tahriklerine karşın İsrail’in İran’a karşı savaşa yol açacak ağır bir misillemede bulunmasına İsrail’in çılgın yönetimini bu durumda yalnız bırakmakla tehdit ederek geçit vermemiştir.

 

ABD yıllardır yıkmakla tehdit ettiği çağdışı Tağut-i İran idam rejimini eline böyle güçlü bir yıkma fırsatı geçmişken neden bu fırsatı kullanarak yıkmadı ? Bu soru; tüm dünya siyasetinin ve siyaset bilimcilerinin cevabını aradıkları ve son 10-15 gündür dünyaya adeta bir tiyatral gösteri olarak sergiledikleri İran, İsrail mütekabiliyet ilkesi gereği misilleme saldırıları oyununun nedeni ve perde arkası diplomasisiyle kotarılan cevabı içermektedir.

 

Pandemi ile tüm dünyada yükselen küresel enflasyon, düşen alım gücü, yükselen faiz ve hayat pahalılığı yaşanıyor. Bu gerçeğin üzerine Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi küresel dünyada büyük bir ekonomik kırılganlığa yol açtı. 2 yıl boyunca karşılıksız para basarak halklarına ödeme yaparak evde tutan hükümetler, son iki yıldır karşılıksız basılan paraların ve bunların yarattığı enflasyon, yüksek faiz, alım gücünün düşmesi ve yüksek fiyatlar gerçekliği ile mücadele ediyor.

 

ABD bu zorlukların dışında bi rde dış borç batağında bulunuyor. Tamda böyle bir ortamda ne ABD ne de dünya ekonomisi, yeni bir savaşın yaratacağı enflasyon yükünü kaldırabilecek bir güçte değil. Ayrıca bir diğer etkende ABD’de Kasım ayında Başkanlık seçimi var. ABD halkı İsrail’e bu kadar uluslararası hukukun hiçe sayıldığı bir şekilde açık destek verilmesini artık kabul etmiyor. Hükümeti yüksek sesle eleştiriyor. ABD kamuoyu da İsrail’e her koşulda sunulan açık çek desteğini sorguluyor.

 

İnan, ABD çelişkisi ne olacak? ABD kazanmanın da ve kaybetmenin de bir zamanı ve zemini olduğunu çok iyi biliyor. Kazanmak istiyorsan zamanı ve zemini sen tayin edeceksin. Bu stratejik sabırla İran idam devleti ile nihai hesaplaşmayı şimdilik erteliyor. Ama bu İran ve vekil güçlerinin Orta Doğu’da istedikleri gibi cirit atabilecekleri anlamına gelmiyor. Tam tersine ABD; Suriye ve Ürdün başta olmak üzere İran vekil güçlerinin bulundukları bölgede ölümcül darbelerle darbelenmesini planlıyor. İsrail ve bölgedeki tüm müttefikleriyle bu stratejinin hayata geçirilmesi için çalışıyor.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir