Güncel Haberler

KÜRESEL STRATEJİLER ARAŞTIRMALAR MERKEZİ(KÜRESAM)’NİN GAZETECİ CEMAL KAŞIKÇI’NIN ÖLDÜRÜLMESİNE İLİŞKİN YAPTIĞI DEĞERLENDİRME


ABD Ulusal İstihbarat Direktörü tarafından hazırlanan Suudi Gazeteci Cemal KAŞIKÇI’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesiyle ilgili rapor kamuoyuna sunuldu. Turmp döneminde hazırlanmış olmasına rağmen bugüne kadar yayınlanamayan Raporda,  gazeteci Kaşıkçının öldürülmesinin Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın oyanının alınarak gerçekleştirildi belirtilmektedir.

 Raporda ‘Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı yakalamak veya öldürmek için İstanbul’da bir operasyonu onayladığını değerlendiriyoruz’ iddiası yer almaktadır  “2017’den beri Veliaht Prens’in Krallıktaki karar alma sürecini kontrol etmesine, önemli bir danışmanın ve Muhammed bin Selman’ın güvenlik ekibinin operasyona doğrudan katılımına ve Veliaht Prens’in Kaşıkçı dahil yurt dışındaki muhalifleri susturmak için şiddet içeren tedbirler kullanmayı desteklemesine” dikkat   çekiyor. Ayrıca “Bu değerlendirmeyi, Veliaht Prens’in Krallık’taki karar verme üzerindeki kontrolüne, önemli bir danışmanın ve Muhammed bin Selman’ın güvenlik ekibinin üyelerinin operasyona doğrudan katılımına ve Veliaht Prens’in yurtdışındaki muhalifleri susturmak için şiddet içeren tedbirler kullanmayı desteklemesine dayandırıyoruz. 2017’den beri, Veliaht Prens, Krallığın güvenlik ve istihbarat örgütleri üzerinde mutlak kontrole sahipti ve bu da Suudi yetkililerin Veliaht Prens’in izni olmadan bu tür bir operasyonu gerçekleştirme ihtimalini oldukça düşük hale getirdi”

Raporda, Veliahat Prens’in Suudi Arabistan’daki iktidar mücadelesini kazanmak ya da pekiştirmek için  yurtdışında muhaliflerini tutuklattığı, yurtdışındakilerini de tasfiye etme kararı aldığını belirtiyor. Gazeteci Kaşıkçı’nın Veliahat Prensi eleştiren önde gelen kişilerden biri olduğu belirtiliyor. Kaçıkçı’nın öldürülmesinden görev alan kişilerinin Velihat Prens’e çok yakın olan güvenlik ekibinde yer almasının da bu olayın talimatsız gerçekleştirilemeyeceğine dikkat çekiyor:  Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yı yakalamak veya öldürmek için İstanbul, Türkiye’de bir operasyonu onayladığını değerlendiriyoruz. – Bu değerlendirmeyi, Veliaht Prens’in 2017’den bu yana Krallık’taki karar alma süreçleri üzerindeki kontrolüne, önemli bir danışmanın ve Muhammed bin Selman’ın güvenlik ekibinin üyelerinin operasyona doğrudan katılımına ve Veliaht Prens’in yurtdışındaki muhalifleri susturmak için şiddet içeren tedbirler kullanmayı desteklemesine dayandırıyoruz. – 2017’den beri, Veliaht Prens, Krallığın güvenlik ve istihbarat örgütleri üzerinde mutlak kontrole sahipti ve bu da Suudi yetkililerin Veliaht Prens’in izni olmadan bu tür bir operasyonu gerçekleştirme ihtimalini oldukça düşük hale getiriyor.

Kaşıkçı cinayeti sıralarında, Veliaht Prens muhtemelen yardımcılarının verilen görevleri yerine getirememeleri halinde işten atılmak veya tutuklanmaktan korktuğu bir ortamı beslemiştir. Bu, yardımcıların Muhammed bin Selman’ın emirlerini sorgulama veya onun rızası olmadan hassas eylemlerde bulunma ihtimalinin düşük olduğunu gösteriyor.
2 Ekim 2018’de İstanbul’a gelen 15 kişilik Suudi ekibi, Kraliyet Mahkemesi’ndeki Suudi Medya İşleri Çalışmaları’nda (CSMARC) çalışan veya bu kurumla bağlantılı olan yetkilileri içeriyordu. Operasyon sırasında CSMARC, Muhammed bin Salman’ın yakın danışmanlarından olan ve 2018 ortalarında Veliaht Prens’in onayı olmadan karar vermediğini kamuya açık bir şekilde dile getiren Suud al-Qahtani tarafından yönetiliyordu. Ekip ayrıca, Muhammed bin Selman’ın elit kişisel koruma ekibinin, Hızlı Müdahale Gücü (RIF) olarak bilinen yedi üyesini de içeriyordu. Suudi Kraliyet Muhafızlarının bir alt kümesi olan RIF, Veliaht Prensi savunmak için oluşturulmuştu, sadece ona hesap veriyordu ve Veliaht Prens’in yönlendirmesi doğrultusunda Krallık’ta ve yurtdışında daha önceki muhalif sindirme operasyonlarına doğrudan katılmıştı. Muhammed bin Selman’ın onayı olmadan RIF üyelerinin Kaşıkçı’ya yönelik operasyona katılmayacağını değerlendiriyoruz.

Veliaht Prens, Kaşıkçı’yı Krallığa bir tehdit olarak gördü ve gerekirse onu susturmak için şiddet içeren önlemler almayı geniş ölçüde destekledi. Suudi yetkililer Kaşıkçı’ya karşı belirsiz bir operasyonu önceden planlamış olsalar da, Suudi yetkililerin ona ne kadar önceden zarar vermeye karar verdiklerini bilmiyoruz.”

Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’nin Kaşıkçı cinayetinin sorumlularının yargılanması için yaptığı çağrı ve dünya çapında oluşan kamuoyunun oluşturduğu baskı sonucunda S. Arabistan Karllığı biçimsel bir yargılanmayla olaya karıştığı kişiler hakkında bir yargılama yaptı 5 kişi hakkında idam cezası 3 kişiye de toplam 24 yıl hapis cezası verildi. Ancak S. Arabistan Krallığının Kaşıkçı’nın çocuklarına yaptığı baskı sonucunda,‘katilleri affettiklerini’ açıkladılar. Bunun için 100 milyon dolar civarında kan parası ödendiği de iddia edildi.

Trump, Kaşıkcı’nın öldürmesi raporunu neden gizledi.

Kaşıkcı cinayeti’nin Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda işlendiği ve kimlerin katıldığı kimlikleriyle netleştirilmişti. CİA, Veliaht Prens Salman’ın bu cinayetten doğrudan sorumlu olduğuna ilişki hazırlamış olduğu raporu ABD’nin bir önceki başkanı Trump’a sunmuş olmasına rağmen, söz konusu raporun yayınlanmasına izin vermemişti.

Bu karar esasen Trump’ın hem uluslar arası ilişkilerde hangi tür liderlerle ilişki kurduğu ve çalışacağını gösteriyordu hem de ABD içerisinde izleyeceği politikaların ip uçlarını veriyordu. Dikkat edilirse dünya çapında Trump  çok iyi iletişim kuran liderlerin tamamı otoriter sistemi kuranlar ya da kurma eğilimi içerisinde olanlardan oluşuyor. Aynı şekilde, seçimlere kaybeden Trump’ın iktidarı bırakmamak istememesi ve Kongre baskını ile otoriter bir rejim kurma isteğini çok net olarak ortaya koyuyordu. Diğer önemli bir husus da, Veliaht Salman’a ilişkin bu raporu açıklatmayarak Suudi Krallığını teslim aldı. Yani ticari ilişkilerin bir aracı haline getirdi. S. Arabistan ile 10 yıl içerisinde 400 milyar dolarlık silah ticareti imzalatması da bu sürecin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Biden’in rapordan önce Kral Salmanı aramış

Biden, CİA tarafından hazırlanan raporun kamuoyuna sunulmasından önce Kral Salman’ı araması iki ülke arasındaki ilişkilerin dengelenmesi bakımından bir mesaj olarak algılandı. Biden, S. Arabistan ile stratejik ilişkilerin devam edeceğine dikkat çekti. İran karşısında S. Arabistan’ın yanında olacağı belirtildi. Ancak S.Arabistan’ın mevcut otoriter yapısının değiştirilmesi ve küresel sistemin demokratik değerlerine uyumlu bir siyasal sisteme yönelmesi için uyarıların yapıldığı belirtilmiyor. Bu sürecin de Kaşıkıçı cinayetinin azmettiricisi olduğu iddia edilen Veliahat Prens Salman tarafından başlatılacağını da belirtelim

 KÜRESAM