Çeviriler

Ken Heydon – Brexit Sonrası İngiltere Ticaret Stratejisi, Çin ile İlişkiye Girmesi


İngiltere’nin/Birleşik Krallığın Asya’daki ticari yönelimleri, Avrupa Birliği’ne olan bağımlılığını ortadan kaldırmayacağı gibi, Çin’in yönelik oluşturduğu baskın ekonomik rolünü de ortadan kaldırmayacaktır. İngiltere, Brexit sonrası Asya ile ticaretini geliştirmeye yönelirken Pekin’in ticaret kurallarına uyması ve disipline edilmesi çabalarını artıyor.

Birleşik Krallık, Avrupa Birliği’nden ayrılmasının ardından, “Hint-Pasifik’e doğru eğilimi”ni geliştirme niyetindedir. Bu, Avustralya ile müzakerecilerin ortak dil ve hukuk sistemleri üzerine inşa edilmiş büyük kazançlar sağlayacağını umduğu bir serbest ticaret anlaşmasını (FTA) içeriyor.

Avustralya – Birleşik Krallık, FTA anlaşması içerisinde Trans-Pasifik Ortaklığı için Kapsamlı ve Aşamalı Anlaşmadaki (CPTPP) kapsamlı hükümlerin ötesine geçme isteğinin olduğu dijital ticaret ve telekomünikasyonun gibi veri akışını sağlayan konular üzerinde yoğunlaşmaktadırlar.

Londra, Avrupa sonrasında, Avustralya-İngiltere anlaşmasını İngiltere’nin CPTPP’ye üyeliği yolunda önemli bir adım olarak görüyor. İngiltere’nin bu anlaşmaya katılması, Huawei 5G telekomünikasyon ağları ve Hong Kong üzerinden Çin’e bir mesajdır.

CPTPP’nin Birleşik Krallık üyeliği, anlaşmayı imzalamış bütün ülkeler arasında tarafında destekleniyor. İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın kurulmasını savunduğu D10 demokratik grubunu önermesi de Çin’in etki alanını sınırlamaya yöneliktir. Bu düzenlemeyle Avustralya, Hindistan ve Güney Kore’nin eklenmesi,  G7’lerin üye sayısı artıracaktır. CPTPP anlaşması üzerinde Pekin’e bir mesaj gönderen Birleşik Krallık, Asya Pasifik’in Çin’e olan ekonomik bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.

AB ile ilgili ticarete odaklanması, Birleşik Krallığın Avrupa ile ticaret bağlantılarının ve Brexit’in mevcut gerçekliğinin önemine de dikkat çekmek gerekiyor. Avrupa Birliği, Birleşik Krallık’ın en büyük ticaret ortağı olmaya devam edecek olsa da, Tek Pazardan AB’ye – Birleşik Krallık FTA’ya geçiş – katı kuralları ve sınırlı hizmet kapsamı ile – Birleşik Krallık ticaretini yüzde 20 oranında azaltacaktır. Birleşik Krallık tarafından Avrupa Birliği’nin ötesinde imzalanan yeni gümrük ticaret anlaşmaları İngiltere ticaretini sadece yüzde 5 artıracak.

Bu STA’lar arasında, Birleşik Krallık’taki işletmeler, AB’nin ticaret ve halk sağlığına yönelik “ihtiyati” yaklaşımlarına ve ayrıca CPTPP düzenlemelerinin daha bilimsel temelli risk değerlendirmesine uymak zorunda kaldıkça, artan düzenleyici karmaşıklıkla karşı karşıya kaldıkça Avustralya ile ticaret kısıtlanabilecektir. Birleşik Krallıktaki çiftçiler de benzer şekilde AB Ortak Tarım Politikasından elde ettikleri gelirlerinin yaklaşık yarısını kaybetmeye alışmak zorunda kalabilirler.

Birleşik Krallığın Çin dışında ticaret anlaşmaları imzalamak ve Pekin’e karşı ittifaklar kurmak, Çin’in Asya’daki baskın ekonomik gücünü ve rolünü ortadan kaldırmayacaktır. Bu durum tek başına Çin’in Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına uyumsuzluğunu da olumlu yönde etkilemeyecektir.

Asya Pasifik ticaret düzenlemelerinde nispeten liberal bir Birleşik Krallığın varlığı, devlet merkezli bir ‘Pekin Mutabakatı’nın gerçekleşmesi ihtimalini azaltıyor.  Bu da Pekin’i çok taraflı ticaret kurallarını güçlendirmeye dahil etme çabalarını azaltabilir.

Büyük oyuncuları müzakere masasına getirirken tüm DTÖ üyelerinin zorunlu olarak uyulmasını gerektirmeyen “çok taraflı” bir girişimi temsil ediyorlar. Bu, Washington ile Pekin arasında ortaya çıkan kaçınılmaz stratejik rekabeti yumuşatmaya yardımcı olmak için atılmış bir adım olsa da Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasındaki ilişkileri içeriyor.

Aynı şekilde DTÖ kapsamında uygulanabilir bir dijital ticaret anlaşması, Çin’in (Dijital İpek Yolu’nun ana savunucusu) yerel yönetimini iyileştirmesi ve fikri mülkiyet haklarına uyumu güçlendirmesini teşvik edecektir

Birleşik Krallık, Brexit sonrasında, Washington, Pekin ve Brüksel arasında DTÖ içinde yerçekimini reddetmeye çalışmaktan çok üçlü arasında köprü kurmaya yardım etmekten daha fazla katkı ve kazanç sağlayacak olan Birleşik Krallığın aktif katılımıyla elde edilecektir.

Kaynak: Ken Heydon tarafından East Asia Forum’da yayınlanan makalenin özeti yazının özüne bağlı kalınarak KÜRESAM tarafından çevrildi.