Güncel HaberlerMakaleler

ALİ CANDAN- İKTİDARIN KAZANMA PLANI : ROJAVA’YA OPERASYON


Türkiye; bölgedeki tüm hassas dengelere, ABD’nin ve Batı dünyasının uyarılarına aldırış etmeden, “her ne pahasına olursa olsun, Tel Temir ve Münbiç’e gireceğim” diyebilir. Yani bölgesel hegemonik bir güç ve kendi gizli ajandası ile yayılmacı bir politika izleyen bir ülke olarak Rojava’ya girmesi olasılığı her zaman gündemdedir. Basına yansıyan haberlere göre, bu durumda küresel hiçbir güç TSK’yi durdurmak için fiilen engel olmayacak. Geçmişte El Bab, İdlib, Afrin, Tel Rifat, Serê Kanî örneğinde olduğu gibi Rojava’ya “dost güçler”, ABD-AB ve Koalisyon Güçleri önleyici anlamda tepkisiz kaldı. Türkiye yine girerse yine tepkisiz kalabilirler. Hatta Rusya Türkiye’nin operasyonuna yol ve hava sahasını geçmişte olduğu gibi Türk savaş uçaklarına aç kapa yaparak, TSK’nin Münbiç ve Tel Temire girişine izin verebilir. Putin Rusyası, yeni yükselen kapitalist bir güç olarak her şeyi parayla takasa bindiren bir tüccar ve satıcı, dolayısıyla Rusya’nın güncel siyasi doğası, politik stratejisinin bu yönlü olacağı anlaşılırdır.

QSD güçleri, geçmişte dost güçlerin kendilerini yanlış yönlendirmeleri sonucu geri çekildi. Rojava’ya saldırı olursa bu defa geri çekilme olmayabilir. Hatta Rojava’ya dönük istikrarsızlık ortamı yaratma ve sürdürme amaçlı, uzun süredir yürütülen yıpratıcı, istikrarı tahrip edici ve kurulu düzenin kalıcılığını engellemeye yönelik saldırı savaşlarını sonlandıracak şekilde, savaş çok geniş bir alana, tüm sınır boyuna yayılarak yürütülebilir. Geçmiş hatalardan ders çıkarılmış ve güçlü bir hazırlık yapılmış olduğu vb gibi bilgiler, Kürt medyasında yer alıyor. Güney’de aynı şekilde yürütülen ve Rojava’ya moral verdiği anlaşılan gelişmeler olması. böyle bir direniş tıpkı Kobani direnişi gibi sonuçta dost güçleri de harekete geçmek zorunda bırakabilir. Tabi Kürt medyasından yansıyan bu vb yorumların gerçekliği nedir bilinemez. Askeri strateji, basın ile ne düzeyde paylaşılır veya paylaşılırsa yanıltma amaçlımı yoksa gerçek bilgiler mi ? Tüm bu sorular saklı kalmak kaydıyla direnme temelli böyle bir askeri stratejiyi doğru varsayarak bu stratejinin kör noktalarını ele almak ve değerlendirmek gerekir.

Düşük, orta yoğunluklu bir çatışma, operasyon veya savaş, adına ne denilirse denilsin askeri stratejinin amacı, şiddet yoluyla siyasi stratejik hedeflerine ulaşmaktır. Böyle bir durumda Türkiye; nihayi siyasi stratejik hedeflerine ulaşacağı genişlik ve derinlikte kapsamlı bir operasyon yapabilir mi ? Yani Rojava yönetimini istedikleri gibi tasfiye ederek o bölgede kendi hakimiyetini tesis edebilir mi ? Bu sorunun kesin ve net cevabı hayırdır. Sadece seçim amaçlı sınırlı süreli ve hedefleri daraltılmış güzel Kürtçemizdeki şu güzel özdeyişte olduğu gibi ‘qam qama mêşeye deng dengê gamêşeye’ (Boyu sinek boyu, sesi inek sesi) türünden bir operasyon imkân olanağı yaratma arayışı, amacına ulaşabilir mi? Rus güçleri bu amaca kapı aralayıp, açık kapı politikası izleyebilir mi? Evet olabilir bu ihtimal bugün için var. Böyle bir durumda ise; Rojava’yı yöneten irade savaşı yaygınlaştıracak ve geniş bir coğrafyaya yayacak tüm sınır hattını kapsayacak şekilde karşılık verirse, ABD yine engel olmaya kalkmaz mı? Engel olmaz ise bunun sonu nereye varır. ABD ve Koalisyon kendi bölgelerine yayılan savaşı sadece seyreder mi? Böyle bir durumda Türkiye sınırlı, süreli operasyon yapma sözüne bağlı kalır mı? Tüm bu sorular ve daha fazlası net cevaplarını bulmak zorunda. Bu sorulara kesin ve net cevaplar vermek öyle kolay değil.

Türkiye operasyonda ısrarcı ve QSD’nin de bir direnişle karşılık vermede ciddi olduğu analiz ediliyor ve dillendiriliyor. Bu durum da uluslararası güçler provakasyon ortamını tahrik etmeyi mi? Yoksa tümden ortadan kaldırmayı mı seçecek. Ya da büyük savaş, Armagedon kaçınılmaz mı olacak. Görünen o ki Ukrayna savaşı sonrası herkes bu gerçeği de hesaba katacak. Rojava’dan basına yansıyan ve muhtemel istihbari bilgi akışı ve haberlerini Türkiye mutlaka değerlendiriyor. Geçenlerde basına Rojava yönetiminin istihbarat ajanlarına yönelik bir operasyon gerçekleştirdiği yansıdı. Hiçbir gücü bu ortamda küçümsememek gerekiyor. Hele bu güç Rojava’da ki fedai güç ise yanlış hesap yapmamak gerek. Evet Türkiye çok büyük bir güç. Ortada ki bu muazzam güç dengesizliğine karşın. Hava sahası Türk savaş uçaklarına açılmazsa, Rusya nasıl ki Ukrayna’da bataklığa çakılıp kaldıysa Türkiye’de Rojava’da bu muazzam güç dengesizliğine karşın bataklığa çakılıp kalabilir. Türkiye bu ihtimali gözardı etmemelidir. Soçi de gerçekleşen Putin ve Erdoğan gorüşmesi sonrası yayınlanan ortak metinde Rojava’ya askeri operasyona açık şekilde bir yeşil ışık yoktu. Gizli ve kapalı bir anlaşma varsa saldırı sonrası belli olur.

Rojava’da İstikrarsızlık yaratma ve sürdürme çalışmaları hız kesmeden sürüyor. Her gün saldırılarda birçok sivil ölüyor ve yaralanıyor. Türkiye’nin olası Rojava operasyonunun kör noktaları, kendi gücüne abartılı bir özgüven atfetmek ve karşısındaki gücü çok küçük görme, hassas dengeleri dikkate almama şeklinde ele alması olur. Bu abartılı Özgüç ve özgüvenle QSD’ye siyasi, diplomatik kanallarla yaklaşmadan sadece askeri operasyon düzenlemek, silahla yönelmek, züccaciye dükkanına giren fil gibi davranmak, Türkiye’nin temel kör noktasıdır. Bilmelisiniz ki, hiçbir gücü dikkate almazsanız, yaşanacakların sonuçlarına da katlanmak zorundasınız. QSD’nin kör noktası ise; düzlük bir sahada ve uçuşa yasak bölge ilan edilmemiş halde savaşmak. Hava ateş hattı altında kalarak, tıpkı kuzeydeki hendek’lerde olduğu gibi Rojava’da ‘devrimci halk savaşı yürütmek’ büyük yanlış olur. Bu temel kör nokta, ölümcül bir hataya düşmek demektir ve felaketle sonuçlanabilir.

Hiçbir şey imkânsız değil. Büyük bir güç küçük bir güç tarafından yenilebilir. Hiçbir şey kalıcı değil. Bir saldırı sonucu, bir yerde toprak ele geçirilmiş olabilir. Ama o toprağın el değiştirmesi kalıcı olmaz. Hiçbir şey gerçek değil. Bir şey kesinleşmeden, yoruma dayalı bilgiler yanıltıcıdır. Yoruma, duyuma değil, kesinleşmiş ve belgeye dayalı bilgileri beklemek gerekir. Her şeye izin verilmiştir gibi her an her şey olabilecek şekilde hazırlıklı olunmalıdır. M.Ö. 500’de Çin’de yaşamış Sun Tzu, “Gerçek zafer, savaşmadan kazanılan zaferdir. Gerçek önder savaşmadan kazanan önderdir” der ve devamla; “Düşmanı ve kendinizi iyi biliyorsanız, yüzlerce savaşa bile girseniz sonuçtan emin olabilirsiniz. Savaşta usta asker sinirlenmeyen askerdir. Zaferde usta asker korkusuz askerdir. Bu nedenle akıllı olan savaşı önceden kazanır, oysa cahil olan kazanmak için savaşmak zorundadır. Planlarını gece gibi karanlık ve geçilmez yap ve hareket ettiğinde bir yıldırım gibi in. Nehir kenarında yeterince beklersen, düşmanlarının cesetleri yüzerek gelir. Sun Tzu liderin sabırlı olması gerektiğini vurgulamaktadır. Savaş strateji yoluyla kazanılabilir. Bugün küresel hâkim güçler birbirleriyle savaşmak yerine birbirine karşı caydırıcı stratejik güç kullanıyorlar. Aptal oldukları için mi yoksa cahil olmadıkları için mi ?

Erdoğan-Putin görüşmesindeki gizli pazarlıklar neticesnde birkaç gün veya hafta içinde Rojava’ya operasyon netleşecek. QSD kararlı, net bir siyasi stratejiye dayalı diplomasi yürüterek ABD’nin de, Rusya’nın da uçuşa yasak bölge ilan etmesini sağlayabilir mi ? Sahada saldırıya direniş kararı alınacaksa, diplomaside ‘dost güçlere’ ya ‘uçuşa yasak bölge ya da bölgeyi kaybetme riskini göze alma seçeneği sunularak bu kart kullanılacak mı bu önemli bir husustur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HDP hariç 6’lı masa dahil tüm muhalefet partileri, yönetim ve liderlerini; tıpkı ilk okul öğrencileri gibi arkasında tek sıra halinde dizecek yegâne şeyi yani Rojava’ya sefer düzenlemeyi, seferden de ‘zaferle dönüp’ erken seçim yapma ve seçimi bu ‘zafer havası’ ile bir takım ekonomik paketler, kısmi iyileştirmeler gerçekleştirerek seçimi kazanmayı planlıyor. Rojava’ya girmek için Putin’den gizli bir onay almışsa, önümüzdeki birkaç haftada estirilecek militarizm rüzgarı, vatan, millet, Sakarya edebiyatı ile AKP-Erdoğan, gireceği erken seçimde adeta tulum çıkaracağını hesaplıyor. Soçi’deki Putin-Erdoğan zirvesinde medyaya yansıtıldığı gibi, sadece Türkiye’ye ekonomik destek, geçici ekonomik pansuman, yara bandı kararı çıkmışsa ve Rojavaya operasyon’a yeşil ışık yoksa, muhalefetin seçimi kazanma şansı da o ölçüde artar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir